En Çok Okunan Haberler

Hangi Takımı Tutuyorsunuz?

Telif Hakkı

Sitemizle ilgili telif hakkı ihlalleri vb. durumda shadow87m@gmail.com adresine e-posta atarsanız gereken yapılaacaktır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Öldüren dörtlü nakile dava

3 Ocak 2013 Perşembe

Çift kol ve çift bacak naklinde ölen Şevket Çavdar'ın ailesi, Hacettepe Üniversitesi ile doktor hakkında toplam 620 bin liralık tazminat davası açtı

Dünyada ilk kez 24 Şubat 2012 tarihinde denenen çift kolçift bacak naklinde ölen Şevket Çavdar'ın (27) ailesi Hacettepe Üniversitesi ve doktoru aleyhine toplam 620 bin liralık tazminat davası açtı. Dava dilekçesinde 4 gerekçe sunuldu:
Ameliyat Sağlık Bakanlığı'nın endikasyon listesinde uzuv nakli şartlarına uymuyordu. Çavdar'ın bacakları diz üstünden, bir kolu omuzdan ve bir kolu da dirsek üstünden yoktu. Naklin çift kolun dirsek altı, çift bacağın da diz altından yoksun olması durumunda yapılabileceği kuralı ihlal edildi.

RİSK BİLDİRİLMEDİ

Tıbbi müdahalenin gerekliliği, kapsamı, ağırlığı, riskleri, muhtemel komplikasyonları, başarı şansı ve sonuçları aileyle konuşulmadı.
Çavdar'a ameliyattan önce imzalatılan formlarda sigara içmediği bilgisi yer alıyor. Oysa Çavdar 14 yıldır günde 2 paket sigara içtiğini ameliyatı yapan doktorlara söylemesine rağmen hiçbir uyarı ve tetkik yapılmadı.
Babasının 40 yaşında kalp krizinden ölmesi, annesinin de bir kalp ameliyatı geçirmesi dikkate alınmadı. Tetkikler tam yapılmış olsaydı, kalbinin 4'lü uzuv nakline dayanmayacağı anlaşılırdı. Doktorların hastayı tek kol nakli için çağırmasına rağmen operasyonun çift kol-çift bacak nakline dönüştürüldüğü iddiası da dikkat çekti. Naklin ölümle sonuçlanmasının ardından Sağlık Bakanlığı Hacettepe Üniversitesi'nin Nakil ruhsatını iptal etmiş ve operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Serdar Nasır ile üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Boşanmak üzere olduğu eşi ve sevgilisi bıçakladı

30 Aralık 2012 Pazar

Konya'da 46 yaşındaki koca, ayrı yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu eşi ve sevgilisi tarafından boynundan bıçaklandı. Kamyon şoförlüğü yapan Mehmet Yıldız (46), dün saat 10.30 sıralarında, bir süredir ayrı yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu eşi Sümeyye Yıldız'ın (24) Aydınlık Evler mahallesindeki evine gitti. Ancak evde eşinin sevgilisi Ali Vural'la karşılaşınca taraflar arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Bu sırada Mehmet Yıldız, boynundan bıçaklandı. Ağır yaralanan Yıldız kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, iki zanlı gözaltında alındı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

"Diyarbakır'ın şivesi ile biberini özlüyoruz"

Diyarbakır'dan göç eden Ermeni ailelerin yaşadıkları kitap oldu. Gittikleri heryere şivelerini de birlikte götürüyorlar. Buradaki yakınlarından en çok istedikleri şey ise acı biber
Diyarbakır'dan İstanbul'a, Ermenistan'a Lübnan'a, ABD'ye ve Kanada'ya göç eden Ermenilerin hikâyeleri ilk kez kitaplaştırıldı. Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan sözlü tarih çalışmasında 38'i Türkiye'de olmak üzere 81 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler bir "Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor-Sessizliğin Sesi 2" adıyla kitaplaştırıldı. Büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı seçen Ermeniler göçle birlikte yaşadıkları acıları, hayal kırıklıklarını, parçalanan hayatlarını anlattı. Kitabı derleyen Ferda Balancar, nereye giderlerse gitsinler Diyarbakırlı Ermenilerin yanlarında kendilerine has "şiveyi" de götürdüğünü belirtirken "Çoğu her şeyi unutsa da bunu bırakmadı" dedi. Türkiye'deki akrabalarından en çok istedikleri şey ise güneydoğunun acı biberi.

'DEĞERİMİZ BİLİNSEYDİ'
1880'lerde yüzde 60'ı gayrimüslim nüfusa sahip olan Diyarbakır'ın Ermeni kültürü açısından önemli bir kent olduğunu belirten Balancar, "Ancak özellikle 1974 Kıbrıs olayları sonrasında buradaki Ermeni nüfusunda büyük bir göç yaşandı. Bugün bulabildiğimiz kadarıyla sadece birkaç aile yaşıyor" dedi. İşte isimlerini vermeyen, yüzlerini göstermeyen Ermenilerin anlattığı bazı öyküler:
"1943 Diyarbakır doğumluyum. Doğacak problemleri önlemek için Türkçe isim kullanırdık. Ancak hiçbir okulumda ayrımcılık görmedim. Devletle derde girmeyelim diye düzenli çalıştık. Asla mülk edinmedim, çünkü yarın ne olacak bilemedim. Bugün Diyarbakır Ermenilerinin çoğu oradan gitmenin bedelini ödüyor. Diyasporadaki Ermenilerin acizliklerini gizlemek için soykırım meselesinin arkasına gizlendiğini düşünüyorum.
1966 doğumluyum ama Kadıköy'de büyüdüm, ardından ABD'ye yerleştim. 45 yıllık hayatımda yaptığım en akıllıca iş Diyarbakır'a gitmekti. Babamın zamanından tek bir kişi kalmış sokağımızda. Birbirlerini görünce öyle sarıldılar ki babamın bir Türk'e öyle sarılacağını hayal edemezdim. Türkiye'de çok olumlu gelişmeler var. AKP Türkiye'yi değiştirmek için çok çaba sarf ediyor. Soykırım için bir anma olmuş. Bunu 30 yıl önce yapamazdık.
1927 Beyrut doğumluyum ama annem ve babam Diyarbakırlıydı. Diyarbakır ağzıyla Ermenice konuşur, salonda halının üzerinde erişte keserdik. Diyarbakır usulü dolma, bulgur pilavı yapardık.
1951 doğumluyum. Ermeniler Diyarbakır'ı terk etmeseydi iyi olurdu, çünkü kültür ve sanat onlardı. Bir taksici bana 'Niye gittiniz. Babam bütün meslekleri onlardan öğrendik derdi' dedi. Değer bilinseydi gitmezdik."
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum
 
© Copyright Haber Türkiye 2011 - Some rights reserved | Powered by Blogger.com.
Template Design by Herdiansyah Hamzah | Published by Borneo Templates and Theme4all