30 Aralık 2012 Pazar

"Diyarbakır'ın şivesi ile biberini özlüyoruz"

Diyarbakır'dan göç eden Ermeni ailelerin yaşadıkları kitap oldu. Gittikleri heryere şivelerini de birlikte götürüyorlar. Buradaki yakınlarından en çok istedikleri şey ise acı biber
Diyarbakır'dan İstanbul'a, Ermenistan'a Lübnan'a, ABD'ye ve Kanada'ya göç eden Ermenilerin hikâyeleri ilk kez kitaplaştırıldı. Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan sözlü tarih çalışmasında 38'i Türkiye'de olmak üzere 81 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler bir "Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor-Sessizliğin Sesi 2" adıyla kitaplaştırıldı. Büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı seçen Ermeniler göçle birlikte yaşadıkları acıları, hayal kırıklıklarını, parçalanan hayatlarını anlattı. Kitabı derleyen Ferda Balancar, nereye giderlerse gitsinler Diyarbakırlı Ermenilerin yanlarında kendilerine has "şiveyi" de götürdüğünü belirtirken "Çoğu her şeyi unutsa da bunu bırakmadı" dedi. Türkiye'deki akrabalarından en çok istedikleri şey ise güneydoğunun acı biberi.

'DEĞERİMİZ BİLİNSEYDİ'
1880'lerde yüzde 60'ı gayrimüslim nüfusa sahip olan Diyarbakır'ın Ermeni kültürü açısından önemli bir kent olduğunu belirten Balancar, "Ancak özellikle 1974 Kıbrıs olayları sonrasında buradaki Ermeni nüfusunda büyük bir göç yaşandı. Bugün bulabildiğimiz kadarıyla sadece birkaç aile yaşıyor" dedi. İşte isimlerini vermeyen, yüzlerini göstermeyen Ermenilerin anlattığı bazı öyküler:
"1943 Diyarbakır doğumluyum. Doğacak problemleri önlemek için Türkçe isim kullanırdık. Ancak hiçbir okulumda ayrımcılık görmedim. Devletle derde girmeyelim diye düzenli çalıştık. Asla mülk edinmedim, çünkü yarın ne olacak bilemedim. Bugün Diyarbakır Ermenilerinin çoğu oradan gitmenin bedelini ödüyor. Diyasporadaki Ermenilerin acizliklerini gizlemek için soykırım meselesinin arkasına gizlendiğini düşünüyorum.
1966 doğumluyum ama Kadıköy'de büyüdüm, ardından ABD'ye yerleştim. 45 yıllık hayatımda yaptığım en akıllıca iş Diyarbakır'a gitmekti. Babamın zamanından tek bir kişi kalmış sokağımızda. Birbirlerini görünce öyle sarıldılar ki babamın bir Türk'e öyle sarılacağını hayal edemezdim. Türkiye'de çok olumlu gelişmeler var. AKP Türkiye'yi değiştirmek için çok çaba sarf ediyor. Soykırım için bir anma olmuş. Bunu 30 yıl önce yapamazdık.
1927 Beyrut doğumluyum ama annem ve babam Diyarbakırlıydı. Diyarbakır ağzıyla Ermenice konuşur, salonda halının üzerinde erişte keserdik. Diyarbakır usulü dolma, bulgur pilavı yapardık.
1951 doğumluyum. Ermeniler Diyarbakır'ı terk etmeseydi iyi olurdu, çünkü kültür ve sanat onlardı. Bir taksici bana 'Niye gittiniz. Babam bütün meslekleri onlardan öğrendik derdi' dedi. Değer bilinseydi gitmezdik."
kaynak:sabah.com.tr
Share on :

0 yorum:

 
© Copyright Haber Türkiye 2011 - Some rights reserved | Powered by Blogger.com.
Template Design by Herdiansyah Hamzah | Published by Borneo Templates and Theme4all