En Çok Okunan Haberler

Hangi Takımı Tutuyorsunuz?

Telif Hakkı

Sitemizle ilgili telif hakkı ihlalleri vb. durumda shadow87m@gmail.com adresine e-posta atarsanız gereken yapılaacaktır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

İntihara 'kanka' önlemi

8 Aralık 2012 Cumartesi

TSK, silah altındaki intiharları önlemek için askerlerin en yakınlarıyla dertleşebilmesini sağlayacak 'Kışlada kanka' sistemini devreye sokuyor
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki intihar olaylarını önlemek için farklı bir uygulama hizmete giriyor. Askerler, kışlada "en yakın arkadaşlarıyla" dertleşecek. "Buddy" (Kanka) hizmeti adı verilen sisteme göre askerlik hizmetinin başından terhis oluncaya kadar birlik komutanlıklarınca personel eşleştirilerek, "kankalar" oluşturulacak. Uygulamayla arkadaş ilişkileri ile problemin tespiti ve giderilmesinde güç birliği, karşılıklı destek sağlanması amaçlanıyor. Askerlik yükümlülüğü altına girerek ailesinden ayrılan, sosyal çevresinden kopan ve sivildeki sosyal hayatını değiştiren askerlerin kışla hayatına kolayca uyum sağlaması hedefleniyor. İntihar vakalarının azalması için Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik uygulaması da daha aktif hale getirilecek. Kışlada psikolojik destek de artırılacak. TSK bünyesinde görev yapan psikolojik danışman ve rehberler askerlere 24 saat hizmet verecek. Askerler, her birliğe verilen özel bir telefon numarasından PDR olarak bilinen psikolojik ve rehberlik danışmanına anında ulaşacak. Adını verme zorunluluğu olmadan yaşadığı travmaları rehberiyle paylaşacak. Askerin ciddi bir travmatik problemi olduğu tespit edilirse, durumu raporlaştırılıp, birliğin komutanına iletilecek ve askerin tedavisi sağlanacak. Psikolojik destek yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmayacak. Nişanlısından ayrılan bir personel de sıkıntılarını PDR'yle paylaşabilecek.

PDR SİSTEMİ AKTİFLEŞECEK

Geçtiğimiz yıllarda devreye giren PDR sisteminin daha aktif olarak kullanılması için kışlalarda bilgilendirme yapılacak. PDR sisteminde çeşitli üniversitelerin psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerinden mezun personel ile yardımcı sağlık elemanı görev yapıyor.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Karadul çamaşır suyuyla zehirledi

Kalp krizinden öldüğü sanılan 85 yaşındaki adamın, sevgilisiyle plan yapan iki aylık eşi tarafından, viskisine çamaşır suyu konularak zehirlendiği ortaya çıkarıldı

Gaziantep'te yalnız yaşayan memur emeklisi Salman Şanlıdağ, 2 ay önce 40 yaşındaki Emine Şanlıdağ ile evlendi. Ancak iddiaya göre sevgilisiyle kocasını öldürüp evine ve emekli maaşına el koymayı planlayan Emine Şanlıdağ geçtiğimiz pazartesi günü viskisine çamaşır suyu katarak eşine içirdi. Birkaç yudum aldıktan sonra yere yığılan talihsiz adam can çekişirken Emine Şanlıdağ önce sevgilisi Resul Özbay'ı, ardından 112 sağlık ekiplerini aradı. Eve gelen ekipler Şanlıdağ'ın öldüğünü belirlerken, Emine Şanlıdağ eşinin kalp hastası olduğunu söyleyerek ekipleri yanılttı. Yaşı da dikkate alındığında normal görünen ölüm kayıtlara "kalp krizi" olarak geçti.

CENAZEDE AĞLADI

Salman Şanlıdağ, eşinin de gözyaşları arasında toprağa verildi. Ancak cinayet birkaç gün sonra tesadüfen ortaya çıktı. Eşini zehirleyen Şanlıdağ'ın sevgilisi Özbay, sahte para soruşturması kapsamında teknik takibe alındı. Telefonları dinlenen Özbay, Emine Şanlıdağ ile cinayete ilişkin konuşmalar yaptı. Bunun üzerine polis, ikili arasındaki geçmişe dönük telefon konuşmalarını inceledi. İddiaya göre eşine içinde çamaşır suyu bulunan viskiyi içiren Emine Şanlıdağ ilk önce sevgilisini aradı. Özbay'ın da kendisine, "Sakın dokunma, bırak ölsün. Hiçbir şeyden haberin yokmuş gibi polise ve sağlık ekiplerine haber ver" dediği belirtildi. Genç kadın daha sonra güvenlik ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis bu bilgiler ışığında iki sevgiliyi ve Özbay'ın bir arkadaşını gözaltına aldı.

'KENDİSİ İÇTİ'
Cinayet suçlamasını kabul etmeyen Emine Şanlıdağ, "Eşim çamaşır suyunu kendisi içti" dedi. Özbay'ın ise "Benim hiçbir şeyden haberim yok" dediği öğrenildi. İki sevgili, "ölüme sebebiyet vermek" suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Salman Şanlıdağ'ın cenazesi mezardan çıkarılarak Adli Tıp'a gönderilecek.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Mahkemeden Cübbeli kararı

7 Aralık 2012 Cuma

Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Kamuoyunda ''Karagümrük çetesi'' olarak bilinen suç örgütüne yönelik dava kapsamında tutuklu yargılanan ve ''Cübbeli Ahmet Hoca'' ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ile Fas uyruklu Mahjouba Demirel tahliye edildi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, davaya ilişkin ara kararını açıkladı.

Heyet, 5 Temmuz 2012'de yürürlüğe giren 6352 sayılı Denetimli Serbestlik Kanunu'nun, ''dava ve cezaların ertelenmesi'' başlıklı geçici 1. maddesi hükmü ile aynı yasa kapsamında değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 220/6-7 ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesi hükümlerini göz önüne alarak, tutuklu sanıklardan Ahmet Mahmut Ünlü ile Mahjouba Demirel'in, üzerlerine atılı suç vasfının değişme ihtimali, tutuklulukta geçirdikleri süre ve tutuklamanın koruma tedbiri olması gerekçesiyle tahliye edilmelerine karar verdi.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI GETİRİLDİ

Tahliyesine karar verilen Ahmet Mahmut Ünlü ve Mahjouba Demirel için yurt dışı yasağı getirildi. Ünlü ve Demirel'in her çarşamba günü polis merkezine giderek imza atmalarına karar verildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Halis Ağa'dan kısasa kısas!

6 Aralık 2012 Perşembe

İşadamı Halis Toprak, öz kızı Aysel Toprak Duruk'a "Oturduğun ev benim. Ya kira öde ya da terk et" diyerek dava açtı. Aysel Toprak, babasının yaptığı evliliğe karşı çıkmış, akıl sağlığının yerinde olmadığını öne sürmüştü

İşadamı Halis Toprak, evliliğine iptal davası açan, "Şirketleri yönetemiyor" diyerek vasi tayini isteyen ve "Akıl sağlığı yerinde değil" gerekçesiyle rapor talep eden kızı Aysel Toprak Duruk'a hukuk savaşı açtı. Kızının ticari itibarı ve gururunu zedelediğini belirten Toprak, uzun süredir kızının oturduğu, kendi üzerine kayıtlı evden aylık 20 bin lira kira istedi. Toprak, avukatı aracılığıyla asliye hukuk mahkemesine verdiği dilekçede şunları anlattı:
Caddebostan'daki daireyi, her hangi bir ücret ödemeden kullanması için Aysel'e verdim. Kızım ailesi ile birlikte uzun süredir burada oturuyor. Şirketlerimin TMSF'ye olan borçları nedeniyle, Sarıyer'deki Aslanlı Köşk'ten çıkarılarak kiracı durumuna düştüm.
Şirketlerime el konduğu dönemde Aysel, benden, evlendiğim Nazlıcan ve anne babasından şikâyetçi olarak, Nazlıcan'ın belirli bir para karşılığında satıldığını iddia etti. Daha sonraki şikâyetinde ise "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Yasaya aykırı evlilik yapma" davası açarak evliliğin iptalini istedi. Vesayet altına alınmamı, kendisi ve kardeşi Aynur'un vasi tayin edilmesini istedi. Bu dava nedeniyle ben Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildim.

'BENİ KÜÇÜK DÜŞÜRDÜ'
Kızım, evliliğin iptali için açtığı davada da akli melekelerimin yerinde olmadığını öne sürdü. Bu dava nedeniyle Adli Tıp'a sevk edildim. Vesayet davasının reddi ve evliliğin iptal davasında sevk kararı üzerine, diğer kızlarım davadan feragat etmelerine rağmen Aynur ve Aysel feragat etmedi. Dava devam ediyor.
Haksız ve asılsız yere, defalarca savcı karşısına ifade vermeye göndertti. Beni küçük düşürerek oldukça üzdü. Bunun sonucu olarak ticari itibarım, onurum, gururum önemli ölçüde zarar gördü.
Haksız ve iyi niyetten yoksun olaylar nedeniyle kızımın ödünç olarak kullandığı evden çıkarılması için yasalara başvurdum. Evi kullanmaya devam etmesi durumunda fazlaya ilişkin haklarımın saklı kalmak kaydıyla, aylık 20 bin lira kira ödemesi için noterden ihtar çektim. Kızım buna rağmen kirayı ödemedi. Ben de bu davayı açmak zorunda kaldım.

'İŞ HAYATININ DAHA KÖTÜYE GİTMEMESİ İÇİN VASİ İSTİYORUZ'
Yaşadığı evin aile konutu olduğunu ifade eden Aysel Toprak Duruk ise konuyla ilgili şunları söyledi: "1984'ten beri bu evde yaşıyorum. Yasada 20 yıldan sonra aile konutu kullanan kişiye 'zilyet' hakkı doğar ve tapu tescil ettirilir. Bana ait olan konutun boşaltılması ya da kira ödenmesi söz konusu olamaz. Babam hakkında açılan davalara kızıp tepkisini dava açarak ortaya koydu. Davalarda amacımız, Halis Toprak'ın yaşamının tüm alanında tehlike ve tehditler karşısında aile olarak önlem almaktır. 60 yıllık iş hayatının daha fazla kötüye gitmemesi için vasi istiyoruz. Halis Toprak şirkete haftada 1-2 gün uğramaktadır. Evinde istirahat etmektedir. Günlerinin çoğunu uyuyarak geçirmektedir. İş alanında ne kadar yorgun olduğu ortadadır. Babamızı onursal başkan olarak başımızın tacı yapacağız."
 kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Birlikte alkol aldığı 2 arkadaşını öldürdü

Emekli TIR şoförü Recep Güler birlikte alkol aldığı iki arkadaşını kendisine küfür ettikleri gerekçesiyle vurdu
Bursa'nın Nilüfer ilçesinde, alkol alan arkadaşlar arasında çıkan tartışma kanlı bitti. 59 yaşındaki Recep Güler, kendisine küfrettiklerini öne sürdüğü 2 arkadaşını öldürdü. TIR şoförlüğünden emekli olan Recep Güler, önceki akşam, arkadaşları Mehmet Uz (51) ve Süleyman Kayalı (59) ile birlikte, Küçük Sanayi Sitesi'nde bulunan bir büfenin bahçesinde alkol almaya başladı. Ancak saat 23.00 sıralarında, alkollü 3 arkadaş arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmanın ardından belindeki tabancayı çıkaran Güler, önce Mehmet Uz'u, ardından da Süleyman Kayalı'yı vurup olay yerinden kaçtı. Olay yerinde yapılan incelemede 7.65 milimetre çapında 7 adet kovan bulundu.

HASTANEDE ÖLDÜ
Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ve 112 Acil Servis ekipleri, Uz'un hayatını kaybettiğini belirledi. Ağır yaralanan Kayalı ise hemen Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak o da dün sabaha karşı hayatını kaybetti. Kısa süre sonra Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş ekipleri tarafından yakalanan zanlı Güler'in, 'küfrettiler o yüzden vurdum' dediği belirtildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Patriot mesaisi bugün start aldı

4 Aralık 2012 Salı

NATO Dışişleri Bakanları toplantısında ele alınacak Türkiye'nin Patriot talebi, füzeleri sağlayacak Almanya ve Hollanda parlamentolarında oylanacak

 Türkiye'nin Patriot füze sistemlerinin Suriye sınırına konuşlandırılması talebine ilişkin NATO'nun yanıtı bu hafta kesinleşecek. Patriot füzelerinin Türkiye'ye konuşlandırılmasına karşı çıkan Rusya Devlet Başkanı Putin ile Başbakan Erdoğan arasındaki görüşmelerin ardından Patriot meselesi, bugün Brüksel'de gerçekleşecek olan NATO-Rusya Konseyi toplantısının gündemine gelecek. Böylece, İstanbul'dan sonra Rusya, Patriotların konuşlandırılmasına ilişkin itirazlarını NATO'da üst düzeyde seslendirme olanağını bulacak. Nitekim dün Putin'in Basın Sözcüsü Dimitri Peskov, "Patriot füzelerinin (Türkiye'ye) yerleştirilmesi Rusya'yı rahatsız ediyor. Bunlar Türk ortaklarımıza aktarılmaktadır" dedi. NATO'nun ise Rusya ile temaslarında Patriot sistemlerinin "savunma" amacını güttüğünü vurgulayacağı belirtiliyor. NATO Konseyi'nde ise füzelerin Türkiye'nin hangi bölgelerine konuşlandırılmasına ilişkin kararın alınması bekleniyor. İttifakın Türkiye'nin talebine evet demesine, buna karşın Ankara'nın istediği kadar sayıda füze sağlamamasına da kesin gözüyle bakılıyor. Alman ve Hollandalı hükümetler, Patriot talebine olumlu yanıt vermiş olsa da, bu konu her iki ülke, ulusal parlamentolarda oylanacak.
kaynak:sabah.com.tr 
Read Post | yorum

Boşnaklar 27 yıl sonra sevindi

Bosna savaşı sırasında Vişegrad kentinde yaklaşık 130 Boşnak sivili yakmakla suçlanan eski Sırp askeri Milan Lukiç'in ömür boyu, Sredoye Lukiç'in ise 27 yıl hapse mahkum olması, savaş mağdurlarını sevindirdi.
Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için Lahey'de kurulan mahkemenin, Bosna savaşı esnasında Vişegrad kentinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 130 Boşnak'ı diri diri yakmakla suçlanan eski Sırp asker Milan Lukiç'e verilen ömür boyu hapis cezasını onaylaması, Bosnalı savaş mağdurlarını memnun etti.

Davanın Lahey'deki temyiz duruşmasını izleyen Savaş Mağduru Kadınlar Derneği Başkanı Bakira Haseçiç, Vişegrad'da işlenen savaş suçlarının en korkunç faillerinin cezalandırılmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Haseçiç, kararın açıklanmasından sonra AA muhabirine yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Bugün dünyanın en mutlu kadınıyım. Milan Lukiç'e verilen ilk cezanın onaylanmayacağına dair en ufak bir şüphemiz yoktu. O hayatının geri kalanını demir parmaklıklar arkasında geçirecek. Biz çok mutluyuz. Sredoye Lukiç'in cezasında indirime gidildi, ancak biz buna etki edemeyiz. Genel anlamda sonuçtan memnunuz. Bu karar, savaş mağdurlarının Lahey'deki mahkemeye inanmaları gerektiğini gösteren yeni bir kanıt. Lahey'deki mahkeme mağdurların desteğine sahip, bizim ona yönelik hiçbir şüphemiz olmadı. Bu karar, adalet ve gerçekler için mücadele etmemize güç katacak. Her ikisi de hapishanede çürüyecek. Sredoye dahi çıktığında 70'li yaşlarda bir ihtiyar olacak. Bu ömür boyu hapis cezası gibidir."

Vişegrad 92 Kayıp Aileleri Derneği Başkanı Hediya Kasapoviç de kararın tüm mağdur yakınlarını mutlu ettiğini söyledi. Kasapoviç, "Mutluyuz çünkü bugün Milan Lukiç'in kararı onaylandı. Ancak Sredoye Lukiç'in cezasında indirim yapılmasını hayal kırıklığıyla karşıladık. Fakat Lukiçler hak ettikleri cezaları aldı, mutluyuz. İdam cezasının olmaması kötü, ancak yine de mağdur aileleri karardan memnun" diye konuştu.

-Mahkeme kararı-

Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için Lahey'de kurulan mahkeme, Bosna savaşı esnasında Vişegrad kentinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 130 Boşnak'ı diri diri yakmakla suçlanan eski Sırp asker Milan Lukiç'e verilen ömür boyu hapis cezasını onadı, söz konusu suçlamalara doğrudan ve dolaylı şekilde karışmaktan yargılanan Milan Lukiç'in kuzeni Sredoye Lukiç'e ise daha önce verilen 30 yıl hapsi 27 yıla indirdi.

Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için BM tarafından 1993 yılında Lahey'de kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin temyiz yargıçları arasında yer alan Türk hakim Mehmet Güney'in açıkladığı mahkeme kararında, "Milan Lukiç ve Sredoye Lukiç'in Bosna-Hersek'in doğusunda yer alan Vişegrad kentinde 1992 yılında iki farklı yerde yaklaşık 65'er Boşnak sivilin evlere zorla sokulması ve canlı olarak burada yakılmasından suçlu bulunduğu" belirtildi.

Mahkeme kararında, Milan Lukiç'in daha önce kurbanların "yakılmadan önce ölü olduğuna" ilişkin iddialarının reddedildiği kaydedildi. Mahkeme ayrıca Milan Lukiç'i, "tarihi Drina Köprüsü'nde 12 Boşnak'ı sırtlarından vurarak Drina Nehri'ne atmaktan" da suçlu buldu.

-Bosna'da işlenen en korkunç suçlardan-

Bosna Hersek'in güneydoğusundaki Foça kentinde 1967'de doğan Milan Lukiç, Bosna savaşının başladığı 1992 yılına kadar Sırbistan'ın Obrenovac kentinde yaşadı. Lukiç 1992 yılında, Boşnak nüfusun sistematik olarak bölgeden çıkartılmasını hedef alan Sırp "Beli Orlovi" (Beyaz Kartallar) adlı birliğin mensubu olarak Vişegrad'a geldi.

Savaş sırasında sivillere karşı işlenen korkunç infazlara karışan Milan Lukiç, 14 Haziran 1992'de kuzeni Sredoye Lukiç ve Mitar Vasilyeviç'le, Vişegrad'ın Bikavac kasabasında iki ayrı yerde yaşları 2 ila 70 arasında değişen, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 130 sivili boş bir evin bodrumuna sokarak ateşe vermekle itham edildi.

Milan Lukiç 2005 yılının Ağustos ayında Arjantin'de göz altına alınmış ve yedi ay göz altı süresinin ardından Lahey'deki mahkemeye nakledilmişti.

Lahey'deki mahkeme Lukiç'i daha önce, 1992 yılında Sırbistan'dan Bosna-Hersek'e yolculuk yapan bir otobüsten kaçırılan 16 Boşnak sivile işkence etmek ve öldürmekten suçlu bulmuş ve 20 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Bugün karara bağlanan davanın iddianamesinde de Lukiç, kuzeni Sredoye Lukiç ve Mitar Vasilyeviç ile birlikte Bosna-Hersek'in Vişegrad kentinde yaklaşık 130 Boşnak'ı yakmak, 12 Boşnak'ı ise Drina Köprüsü üzerinde kurşuna dizmekle suçlanıyordu.
 
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Rus Bakan kolunu kırdı

3 Aralık 2012 Pazartesi

Türkiye'de bulunan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, kaldığı otelin merdivenlerinden yuvarlanarak kolunu kırdı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İstanbul'da kaldığı otelin merdivenlerinden yuvarlandı. Taksim eğitim ve Araştırma hastanesine kol ağrısı şikayetiyle kaldırılan Sergey Lavrov'un kolunun kırıldığı belirtildi.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Bağcılar'da silahlı saldırı dehşeti

Bağcılar'da bir genç, ağabeylerinin yanında çalışan genç kız tarafından aşkına karşılık bulamayınca dehşet saçtı. 3 ağabeyi ve sevdiği kızı vuran genç intihar etti. Olayda 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
Olay, saat 10.30 sıralarında Güneşli Evren Mahallesi Camiyolu Caddesi üzerinde bulunan bir tekstil firmasında meydana gelmişti. İddiaya göre, Aziz Bozan aynı iş yerinde çalıştığı Zeynep Tosun'a aşık oldu. Genç kız Aziz Bozan'a karşı bir şey hissetmediğini ve rahatsız olduğunu gencin ağabeylerine söyledi. Ağabeyleri de genci bir ay önce Adıyaman'a gönderdi.

Bugün İstanbul'a yeniden gelen öfkeli genç, iş yerine gelerek ağabeyleriyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesiyle silahını çeken genç, ağabeyleri Abdullah Bozan, Mehmet Bozan ve Şehmuz Bozan ile aşık olduğu Zeynep Tosun'a kurşun yağdırdı.
Olayda Aziz Bozan, Zeynep Tosun, Abdullah Bozan ve Mehmet Bozan hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Şehmuz Bozan ise hastanede tedavi altına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Okul önünde kan donduran cinayet

Kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. İzmir'in Konak ilçesinde 24 yaşındaki O.Ö.'nün, evlenme teklifini kabul etmeyen ve 2,5 yıl önce eşinden boşandığı öğrenilen 29 yaşındaki Pınar Ünlüer'i, okulda bulunan oğluna büfede tost yaptırırken öldürdüğü iddia edildi. Olay sırasında büfede bulunan Ezgi Balcı isimli bir kadını da yaralayan zanlı O.Ö., kaçmak isterken polis tarafından yakalandı.

Olay, saat 13.00 sıralarında Gültepe semti Turgut Reis Caddesi 24 numarada meydana geldi. İddiaya göre eşinden 2,5 yıl önce boşanan Ünlüer, 7 yaşındaki oğlu A.E.K.'yi Turgut Reis İlköğretim Okulu'ndan almaya gitti. Okul çıkışını bekleyen Ünlüer, oğluna tost yaptırmak için karşıdaki bir büfeye girdi. Ünlüer'in büfede olduğunu öğrenen O.Ö., arkasından gitti. Evlenmek istediğini söyledi, olumsuz cevap alınca yanında bulunan pompalı tüfekle genç kadını başından vurdu.
Kanlar içinde yere yığılan Ünlüer hayatını kaybetti. Büfenin önünde bulunan Balcı ise seken bir kurşunun şakağına isabet etmesiyle yaralanarak, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Balcı'nın Sağlık durumu iyi olduğu bildirildi. Zanlı O.Ö., olayda kullandığı pompalı tüfeği sokak ortasına atarak kaçtı. Bölgeye sevk edilen çok sayıda polis ekibi, plakası belirlenen bir otomobille kaçmak isteyen O.Ö.'yü yakaladı. Zanlı, gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne götürüldü.
Yakınları, Pınar Ünlüer'in eşinden boşandıktan sonra O.Ö. tarafından sürekli taciz edildiğini belirtti. Genç kadının, evlenme teklifini kabul etmediği için O.Ö. tarafından son zamanlarda tehdit edildiği de öne sürüldü. Boşandığı eşi Polat Karga da Ünlüer'in öldürüldüğünü duyarak olay yerine geldi. Karga, "Ben buraya oğlumu almaya geldim. 2,5 senedir kendisiyle ne yüz yüze ne telefonla görüştüm. Benim tek derdim oğlum. O.Ö.'nün zaman zaman önüne çıktığını ve bu kişiden kurtulmak istediğini söyleyerek bana haber göndermişti." dedi. Okul çıkışında annesini bekleyen A.E.K. ise yakınları tarafından evine götürüldü. Çocuğa, annesinin öldürüldüğünün söylenmediği belirtildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

VELİLER, OLAYI ÇOCUKLARIYLA BERABER FİLM GİBİ SEYRETTİ

Cinayetin Turgut Reis İlköğretim Okulu önünde işlenmesi sebebiyle istenmeyen görüntüler oluştu. Bazı veliler, çocuklarını alıp götürmek yerine uzun süre film seyretti. Polisin uyarılarına rağmen olay yerinden uzun süre ayrılmadılar.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum
 
© Copyright Haber Türkiye 2011 - Some rights reserved | Powered by Blogger.com.
Template Design by Herdiansyah Hamzah | Published by Borneo Templates and Theme4all