En Çok Okunan Haberler

Hangi Takımı Tutuyorsunuz?

Telif Hakkı

Sitemizle ilgili telif hakkı ihlalleri vb. durumda shadow87m@gmail.com adresine e-posta atarsanız gereken yapılaacaktır.

Blog Arşivi

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Boşanmak üzere olduğu eşi ve sevgilisi bıçakladı

30 Aralık 2012 Pazar

Konya'da 46 yaşındaki koca, ayrı yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu eşi ve sevgilisi tarafından boynundan bıçaklandı. Kamyon şoförlüğü yapan Mehmet Yıldız (46), dün saat 10.30 sıralarında, bir süredir ayrı yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu eşi Sümeyye Yıldız'ın (24) Aydınlık Evler mahallesindeki evine gitti. Ancak evde eşinin sevgilisi Ali Vural'la karşılaşınca taraflar arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Bu sırada Mehmet Yıldız, boynundan bıçaklandı. Ağır yaralanan Yıldız kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, iki zanlı gözaltında alındı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

"Diyarbakır'ın şivesi ile biberini özlüyoruz"

Diyarbakır'dan göç eden Ermeni ailelerin yaşadıkları kitap oldu. Gittikleri heryere şivelerini de birlikte götürüyorlar. Buradaki yakınlarından en çok istedikleri şey ise acı biber
Diyarbakır'dan İstanbul'a, Ermenistan'a Lübnan'a, ABD'ye ve Kanada'ya göç eden Ermenilerin hikâyeleri ilk kez kitaplaştırıldı. Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan sözlü tarih çalışmasında 38'i Türkiye'de olmak üzere 81 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler bir "Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor-Sessizliğin Sesi 2" adıyla kitaplaştırıldı. Büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı seçen Ermeniler göçle birlikte yaşadıkları acıları, hayal kırıklıklarını, parçalanan hayatlarını anlattı. Kitabı derleyen Ferda Balancar, nereye giderlerse gitsinler Diyarbakırlı Ermenilerin yanlarında kendilerine has "şiveyi" de götürdüğünü belirtirken "Çoğu her şeyi unutsa da bunu bırakmadı" dedi. Türkiye'deki akrabalarından en çok istedikleri şey ise güneydoğunun acı biberi.

'DEĞERİMİZ BİLİNSEYDİ'
1880'lerde yüzde 60'ı gayrimüslim nüfusa sahip olan Diyarbakır'ın Ermeni kültürü açısından önemli bir kent olduğunu belirten Balancar, "Ancak özellikle 1974 Kıbrıs olayları sonrasında buradaki Ermeni nüfusunda büyük bir göç yaşandı. Bugün bulabildiğimiz kadarıyla sadece birkaç aile yaşıyor" dedi. İşte isimlerini vermeyen, yüzlerini göstermeyen Ermenilerin anlattığı bazı öyküler:
"1943 Diyarbakır doğumluyum. Doğacak problemleri önlemek için Türkçe isim kullanırdık. Ancak hiçbir okulumda ayrımcılık görmedim. Devletle derde girmeyelim diye düzenli çalıştık. Asla mülk edinmedim, çünkü yarın ne olacak bilemedim. Bugün Diyarbakır Ermenilerinin çoğu oradan gitmenin bedelini ödüyor. Diyasporadaki Ermenilerin acizliklerini gizlemek için soykırım meselesinin arkasına gizlendiğini düşünüyorum.
1966 doğumluyum ama Kadıköy'de büyüdüm, ardından ABD'ye yerleştim. 45 yıllık hayatımda yaptığım en akıllıca iş Diyarbakır'a gitmekti. Babamın zamanından tek bir kişi kalmış sokağımızda. Birbirlerini görünce öyle sarıldılar ki babamın bir Türk'e öyle sarılacağını hayal edemezdim. Türkiye'de çok olumlu gelişmeler var. AKP Türkiye'yi değiştirmek için çok çaba sarf ediyor. Soykırım için bir anma olmuş. Bunu 30 yıl önce yapamazdık.
1927 Beyrut doğumluyum ama annem ve babam Diyarbakırlıydı. Diyarbakır ağzıyla Ermenice konuşur, salonda halının üzerinde erişte keserdik. Diyarbakır usulü dolma, bulgur pilavı yapardık.
1951 doğumluyum. Ermeniler Diyarbakır'ı terk etmeseydi iyi olurdu, çünkü kültür ve sanat onlardı. Bir taksici bana 'Niye gittiniz. Babam bütün meslekleri onlardan öğrendik derdi' dedi. Değer bilinseydi gitmezdik."
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Toplu tecavüz kurbanı Hintli öldü

29 Aralık 2012 Cumartesi

Yeni Delhi'de toplu tecavüze uğrayıp, dövülen 23 yaşındaki kız iki haftalık yaşam savaşını yitirdi

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yaklaşık iki hafta önce bir grup silahlı saldırganın tecavüzüne uğrayıp darp edildiktan sonra ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan, ardından Singapur'a nakledilen genç kız hayatını kaybetti. Yaşadığı talihsiz olay nedeniyle yüz binlerce insanın sokaklarda protesto gösterileri düzenlemesine neden olan 23 yaşındaki kızın kimliği açıklanmadı. Singapur'da bulunan Mount Elizabeth Hastanesi Başhekimi Dr. Kevin Loh, genç kızın, yanında ailesi ve Hintli görevliler de olduğunu odada huzur içinde ruhunu teslim ettiğini açıkladı. Tecavüzle birlikte ağır bir dayağa da maruz kaldığı için hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alınan kız, daha iyi bakım için Singapur'a nakledildi. Özellikle beynine aldığı darbeler yüzünden bitkisel hayata giren kızın resmi ölüm sebebi çoklu organ yetmezliği olarak açıklandı. Genç kız için bugün büyük bir cenaze töreni düzenlenecek. Törenin, protesto eylemlerine sahne olması bekleniyor.

İDAMLA YARGILANACAKLAR Kızın öldüğü haberi açıklandıktan sonra, Yeni Delhi'de polis olağan üstü güvenlik önlemleri aldı. Kentin birçok meydanına polis yerleştirilirken, 10'dan fazla metro istasyonu da geçici olarak kapatıldı. Onlarca öğrenci Jawaharlal Nehru Üniversitesi'nde oturma eylemi yaparak, genç kız ve arkadaşının darp edildiği otobüs durağına kadar yürüdü. Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, derin bir üzüntü duyduğunu belirterek gençlerin tepkisini de anladığını söyledi. Yeni Delhi'de 16 Aralık akşamı erkek arkadaşıyla sinemadan dönerken otobüste altı erkeğin saldırısına uğrayan genç kız, feci şekilde dövüldükten sonra hareket halindeki otobüsten atılmıştı. Olayın ardından altı zanlı yakalanarak gözaltına alınmıştı. Zanlıların idam cezasıyla yargılanacağı öğrenildi. Dünyada kadınların en fazla şiddet ve tecavüze maruz kaldığı ülkelerden biri olan Hindistan'da geçtiğimiz yıl 24 binden fazla vaka kayıtlara geçti. Her yıl, benzeri olayların yüzde 9 ila 10 düzeyinde artış gösterdiği ülkede, hükümetin çabaları yetersiz kalıyor.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Önce eşini sonra kendini vurdu

Diyarbakır'ın Huzurevleri semtinde yeni evli bir çift evlerinde ölü bulundu. Olayın intihar değil cinayet olduğu belirlendi. Cinayeti işleyen kocanın önce eşini sonra da kendini vurarak yaşamına son verdiği öğrenildi.

1.5 YILDIR EVLİYDİLER

Kayapınar ilçesi Huzurevleri semti yeni evli bir çiftin ölümü ile sarsıldı. Olay 47. sokakta meydana geldi. Yaklaşık 1.5 yıldan bu yana evli oldukları öğrenilen ve çocukları bulunmayan Ömer (27) ve Gülcan Vardar (25) çiftinden 2 günden bu yana haber alınamadı. Yakınları bunun üzerine çifti merak edip evine giderek kapıyı çaldı. İçeriden kimsenin cevap vermemesi üzerine yakınları kapıyı kırarak içeriye girdi. Bir anda yatak odasında genç çiftin cesedi ile karşılaşan yakınları durumu polise bildirdi. Evde yapılan incelemede sıvacılık yaptığı öğrenilen Ömer Vardar'ın önce eşi Gülcan'ı silahla öldürdüğü daha sonrada kendi canına kıydığı öğrenildi. Olay yerine akın eden genç çiftin yakınları ise önce sinir krizi geçirdi daha sonrada görüntü almaya çalışan gazetecilere saldırdı. Eşini öldürdükten sonra kendini vuran Ömer Vardar'ın cinayeti neden işlediği konusunda bilgi edinilmedi. Polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Chavez'in doktorlarından kötü haber

15 Aralık 2012 Cumartesi

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in ameliyatı sonrası doktorlarından kötü haber var.
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in Küba'da geçirdiği ameliyat sırasında bazı komplikasyonlar geliştiği bildirildi.

Enformasyon Bakanı Ernesto Villegas, salı günü leğen bölgesindeki kötü huylu tümörün alınması için ameliyat masasına yatan Chavez'in kanama geçirdiğini, bu nedenle acilen bazı önlemler alınması gerektiğini açıkladı.

Alınan önlemler konusunda ayrıntılı bilgi vermeyen Villegas, Chavez'in hayati belirtilerinin yavaş yavaş normale döndüğünü söyledi. İlk kez Haziran 2011'de kanser teşhisi konulan Chavez, üç kez ameliyat olmuş, kanserin tekrarlaması üzerine salı günü dördüncü kez ameliyata alınmıştı.

Ekim ayındaki seçimde üçüncü kez devlet başkanı seçilen 58 yaşındaki Chavez'in 10 Ocak'ta yapılacak yemin törenine katılması beklenmiyor.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

İlkokulda katliam

Çelik yelekli ve 4 tabancalı saldırgan, Newtown kasabasında annesinin öğretmen olduğu, 5 ila10 yaşlarındaki öğrencilerin okuduğu ilkokulu kana buladı.

ABD'nin Connecticut eyaletindeki Newtown kasabasında dün bir ilkokulda meydana gelen saldırıda 20'si çocuk 26 kişinin öldürüldüğü bildirildi. 5 ila 10 yaşındaki çocukların gittiği Sandy Hook İlkokulu'nda sabah 9.30'dan sonra başlayan saldırıyı Adam Lanza adındaki 20 yaşlarında bir kişinin gerçekleştirdiği belirtildi..

Saldırganın annesinin öğretmen olduğu okulda gerçekleştirdiği saldırı sırasında üzerinde kurşun geçirmeyen yelek ve 4 tabanca bulunduğu ve olay yerinde öldüğü kaydedildi. Bazı haber kanalları, New York'un yaklaşık 130 kilometre kadar kuzeyindeki küçük bir kasabada meydana gelen saldırının 2 kişi tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti ancak yerel polis yetkilileri bu iddiayı doğrulamadı. Bazı tanıklar 100'e yakın silah sesi duyduklarını söyledi. Tanıklar, saldırganın okul müdürünün odasında bir tartışmaya girdiğini ve sonra müdür dahil olmak üzere çok sayıda kişiyi vurduğunu söyledi. Müdürün durumunun ciddi olduğu bildirildi.

Yerel Hartford Courant gazetesi, ölen çocukların çoğunun bir anaokulu sınıfında olduğunu iddia etti. Okulda öldürülenler arasında saldırganın annesi de bulunuyor. Saldırganın erkek kardeşi ise bir başka bölgede ölü bulundu. Ölenler arasında psikologlardan biri de bulunuyor.

"KANLAR İÇİNDEYDİLER"
Kızı Sandy Hook İlkokulu'na giden Brenda Lebinski, "Korkunçtu. Herkes şok içindeydi. Öğretmenler ve öğrenciler. Okuldan kanlar içinde çocuklar çıkıyordu. Vurulup vurulmadıkları bilmiyorum ama kanlar içindelerdi" dedi. Lebinski, kızının öğretmeninin silah seslerini duyduktan sonra kapıyı kilitleyip çocukları sınıfın uzak köşesine götürdüğünü söyledi. Saldırıdan sonra bölgedeki tüm okulları kapatıldı. Başkan Barack Obama da gözyaşları arasında yaptığı açıklamada Amerikalılara başsağlığı diledi.


15 yılın en büyük okul katliamları

13 Mart 1996:
İskoçya - Bir silah koleksiyoncusu, Dublane kentinde 4 ile 6 yaşları arasında 16 çocuğu ve öğretmenlerini öldürdükten sonra intihar etti.
20 Nisan 1999: ABD - 17 ve 18 yaşlarında 2 öğrenci Colorado eyaletindeki Columbine Lisesi'nde 12 öğrenciyi öldürdükten sonra intihar etti.
26 Nisan 2002: Almanya - 19 yaşında bir kişi eski okuluna gidip 12'si öğretmen ve ikisi öğrenci 16 kişiyi öldürdü.
16 Nisan 2007:ABD - Virginia Teknoloji Üniversitesi'nde Güney Koreli bir öğrenci 32 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti.
27 Kasım 2007: Finlandiya - 18 yaşında bir öğrenci 7 öğrenci ve müdürü öldürüp intihar etti.
23 Eylül 2008: Finlandiya - Finlandiya'nın Kauhajoki kentinde bir saldırgan meslek okulunda 11 kişiyi öldürüp intihar etti.
11 Mart 2009: Almanya - Eski bir öğrenci Winnenden kentinde 9 öğrenci, 3 öğretmen 15 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti.
7 Nisan 2011: Brezilya - Rio de Janeiro'da eski bir öğrenci lisesine gidip 10 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti.
2 Nisan 2012: ABD - Kaliforniya'da bir dini okulu basan saldırgan 7 kişiyi sıraya dizip infaz etti.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Beylikdüzü'nde cinayet

Beylikdüzü'nde, travesti olduğu belirtilen bir kişi silahla öldürüldü.

Beylikdüzü Bizimkent Köprüsü altında gece yarısı göğüsünden tek kurşunla yaralanan ismi açıklanmayan travesti, merdivenlerden köprüye çıkarak kaçmaya çalıştı. Aşırı kan kaybeden kişi, yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra köprü üzerinde hayatını kaybetti.
İhbar üzerine olay yerine gelen polisler, şüphe üzerine sağ ön kapı camı kırık olan İzmir plakalı aracın sürücüsünü cinayet şüphelisi olarak gözaltına aldı.
Olay mahaline sevk edilen Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, bölgede ayrıntılı araştırma yaptı. İncelemelerin ardından hayatını kaybeden kişinin cesedi, Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Taksi ücretlerine zam geldi

Taksimetre açılış ve kilometre fiyatları zamlandı, yeni fiyatlar bugünden itibaren geçerli olacak.
Ankara'da taksimetre açılış ve kilometre fiyatları zamlandı. Bugünden itibaren eski tarifede 2,50 lira olan açılış fiyatı 2,70, kilometre artışı ise 2,10 liradan 2,40 liraya çıktı.

Sabah saatlerinde Yenimahalle Halil Sezai Erkut Caddesi'nde toplanan 7 bin 700 taksiye, Maliye Bakanlığı'ndan ve Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası'ndan gelen görevliler tarafından taksimetre ayarı yapıldı. Oda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yiğiner, taksimetre fiyatlarına yüzde 8-9 oranında zam yaptıklarını söyledi.

TÜRKİYE'DE TEK TİP TAKSİMETRE DÖNEMİ BAŞLIYOR

Öte yandan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın hazırladığı ve 30 Kasım 2012'de Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelikle beraber Türkiye'de tek tip taksimetre dönemi başlıyor. Yönetmelik, 1 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek. Taksimetreler, bu tarihe kadar yeni yönetmeliğe göre hazırlanacak. Değişiklikle taksimetrelerden eskiden kullanılan "S" ve "D" modül hesaplama yöntemlerinden "D2 modülü kalkıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Yiğiner, "S moduyla artık 10 kilometrenin altında seyir yaptığı zaman taksimetre beklemeye geçecek. Kilometreyi değil, beklemeyi yazacak. Daha önce hem bekleme hem kilometre yazıyordu, taksiler arasında fark oluyordu. Beklemelerde ise 1 dakikada fiyat artışı olacak. Bu uygulama taksicilerin ne lehine ne de aleyhine; trafik yoğunluğunun olduğu saatlerde ise lehine diyebiliriz." şeklinde konuştu.

Taksiciler ise değişiklik hakkında bilgileri olmadığını belirterek, zammın hayırlı olmasını diledi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

İntihara 'kanka' önlemi

8 Aralık 2012 Cumartesi

TSK, silah altındaki intiharları önlemek için askerlerin en yakınlarıyla dertleşebilmesini sağlayacak 'Kışlada kanka' sistemini devreye sokuyor
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki intihar olaylarını önlemek için farklı bir uygulama hizmete giriyor. Askerler, kışlada "en yakın arkadaşlarıyla" dertleşecek. "Buddy" (Kanka) hizmeti adı verilen sisteme göre askerlik hizmetinin başından terhis oluncaya kadar birlik komutanlıklarınca personel eşleştirilerek, "kankalar" oluşturulacak. Uygulamayla arkadaş ilişkileri ile problemin tespiti ve giderilmesinde güç birliği, karşılıklı destek sağlanması amaçlanıyor. Askerlik yükümlülüğü altına girerek ailesinden ayrılan, sosyal çevresinden kopan ve sivildeki sosyal hayatını değiştiren askerlerin kışla hayatına kolayca uyum sağlaması hedefleniyor. İntihar vakalarının azalması için Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik uygulaması da daha aktif hale getirilecek. Kışlada psikolojik destek de artırılacak. TSK bünyesinde görev yapan psikolojik danışman ve rehberler askerlere 24 saat hizmet verecek. Askerler, her birliğe verilen özel bir telefon numarasından PDR olarak bilinen psikolojik ve rehberlik danışmanına anında ulaşacak. Adını verme zorunluluğu olmadan yaşadığı travmaları rehberiyle paylaşacak. Askerin ciddi bir travmatik problemi olduğu tespit edilirse, durumu raporlaştırılıp, birliğin komutanına iletilecek ve askerin tedavisi sağlanacak. Psikolojik destek yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmayacak. Nişanlısından ayrılan bir personel de sıkıntılarını PDR'yle paylaşabilecek.

PDR SİSTEMİ AKTİFLEŞECEK

Geçtiğimiz yıllarda devreye giren PDR sisteminin daha aktif olarak kullanılması için kışlalarda bilgilendirme yapılacak. PDR sisteminde çeşitli üniversitelerin psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerinden mezun personel ile yardımcı sağlık elemanı görev yapıyor.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Karadul çamaşır suyuyla zehirledi

Kalp krizinden öldüğü sanılan 85 yaşındaki adamın, sevgilisiyle plan yapan iki aylık eşi tarafından, viskisine çamaşır suyu konularak zehirlendiği ortaya çıkarıldı

Gaziantep'te yalnız yaşayan memur emeklisi Salman Şanlıdağ, 2 ay önce 40 yaşındaki Emine Şanlıdağ ile evlendi. Ancak iddiaya göre sevgilisiyle kocasını öldürüp evine ve emekli maaşına el koymayı planlayan Emine Şanlıdağ geçtiğimiz pazartesi günü viskisine çamaşır suyu katarak eşine içirdi. Birkaç yudum aldıktan sonra yere yığılan talihsiz adam can çekişirken Emine Şanlıdağ önce sevgilisi Resul Özbay'ı, ardından 112 sağlık ekiplerini aradı. Eve gelen ekipler Şanlıdağ'ın öldüğünü belirlerken, Emine Şanlıdağ eşinin kalp hastası olduğunu söyleyerek ekipleri yanılttı. Yaşı da dikkate alındığında normal görünen ölüm kayıtlara "kalp krizi" olarak geçti.

CENAZEDE AĞLADI

Salman Şanlıdağ, eşinin de gözyaşları arasında toprağa verildi. Ancak cinayet birkaç gün sonra tesadüfen ortaya çıktı. Eşini zehirleyen Şanlıdağ'ın sevgilisi Özbay, sahte para soruşturması kapsamında teknik takibe alındı. Telefonları dinlenen Özbay, Emine Şanlıdağ ile cinayete ilişkin konuşmalar yaptı. Bunun üzerine polis, ikili arasındaki geçmişe dönük telefon konuşmalarını inceledi. İddiaya göre eşine içinde çamaşır suyu bulunan viskiyi içiren Emine Şanlıdağ ilk önce sevgilisini aradı. Özbay'ın da kendisine, "Sakın dokunma, bırak ölsün. Hiçbir şeyden haberin yokmuş gibi polise ve sağlık ekiplerine haber ver" dediği belirtildi. Genç kadın daha sonra güvenlik ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis bu bilgiler ışığında iki sevgiliyi ve Özbay'ın bir arkadaşını gözaltına aldı.

'KENDİSİ İÇTİ'
Cinayet suçlamasını kabul etmeyen Emine Şanlıdağ, "Eşim çamaşır suyunu kendisi içti" dedi. Özbay'ın ise "Benim hiçbir şeyden haberim yok" dediği öğrenildi. İki sevgili, "ölüme sebebiyet vermek" suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Salman Şanlıdağ'ın cenazesi mezardan çıkarılarak Adli Tıp'a gönderilecek.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Mahkemeden Cübbeli kararı

7 Aralık 2012 Cuma

Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Kamuoyunda ''Karagümrük çetesi'' olarak bilinen suç örgütüne yönelik dava kapsamında tutuklu yargılanan ve ''Cübbeli Ahmet Hoca'' ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ile Fas uyruklu Mahjouba Demirel tahliye edildi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, davaya ilişkin ara kararını açıkladı.

Heyet, 5 Temmuz 2012'de yürürlüğe giren 6352 sayılı Denetimli Serbestlik Kanunu'nun, ''dava ve cezaların ertelenmesi'' başlıklı geçici 1. maddesi hükmü ile aynı yasa kapsamında değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 220/6-7 ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesi hükümlerini göz önüne alarak, tutuklu sanıklardan Ahmet Mahmut Ünlü ile Mahjouba Demirel'in, üzerlerine atılı suç vasfının değişme ihtimali, tutuklulukta geçirdikleri süre ve tutuklamanın koruma tedbiri olması gerekçesiyle tahliye edilmelerine karar verdi.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI GETİRİLDİ

Tahliyesine karar verilen Ahmet Mahmut Ünlü ve Mahjouba Demirel için yurt dışı yasağı getirildi. Ünlü ve Demirel'in her çarşamba günü polis merkezine giderek imza atmalarına karar verildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Halis Ağa'dan kısasa kısas!

6 Aralık 2012 Perşembe

İşadamı Halis Toprak, öz kızı Aysel Toprak Duruk'a "Oturduğun ev benim. Ya kira öde ya da terk et" diyerek dava açtı. Aysel Toprak, babasının yaptığı evliliğe karşı çıkmış, akıl sağlığının yerinde olmadığını öne sürmüştü

İşadamı Halis Toprak, evliliğine iptal davası açan, "Şirketleri yönetemiyor" diyerek vasi tayini isteyen ve "Akıl sağlığı yerinde değil" gerekçesiyle rapor talep eden kızı Aysel Toprak Duruk'a hukuk savaşı açtı. Kızının ticari itibarı ve gururunu zedelediğini belirten Toprak, uzun süredir kızının oturduğu, kendi üzerine kayıtlı evden aylık 20 bin lira kira istedi. Toprak, avukatı aracılığıyla asliye hukuk mahkemesine verdiği dilekçede şunları anlattı:
Caddebostan'daki daireyi, her hangi bir ücret ödemeden kullanması için Aysel'e verdim. Kızım ailesi ile birlikte uzun süredir burada oturuyor. Şirketlerimin TMSF'ye olan borçları nedeniyle, Sarıyer'deki Aslanlı Köşk'ten çıkarılarak kiracı durumuna düştüm.
Şirketlerime el konduğu dönemde Aysel, benden, evlendiğim Nazlıcan ve anne babasından şikâyetçi olarak, Nazlıcan'ın belirli bir para karşılığında satıldığını iddia etti. Daha sonraki şikâyetinde ise "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Yasaya aykırı evlilik yapma" davası açarak evliliğin iptalini istedi. Vesayet altına alınmamı, kendisi ve kardeşi Aynur'un vasi tayin edilmesini istedi. Bu dava nedeniyle ben Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildim.

'BENİ KÜÇÜK DÜŞÜRDÜ'
Kızım, evliliğin iptali için açtığı davada da akli melekelerimin yerinde olmadığını öne sürdü. Bu dava nedeniyle Adli Tıp'a sevk edildim. Vesayet davasının reddi ve evliliğin iptal davasında sevk kararı üzerine, diğer kızlarım davadan feragat etmelerine rağmen Aynur ve Aysel feragat etmedi. Dava devam ediyor.
Haksız ve asılsız yere, defalarca savcı karşısına ifade vermeye göndertti. Beni küçük düşürerek oldukça üzdü. Bunun sonucu olarak ticari itibarım, onurum, gururum önemli ölçüde zarar gördü.
Haksız ve iyi niyetten yoksun olaylar nedeniyle kızımın ödünç olarak kullandığı evden çıkarılması için yasalara başvurdum. Evi kullanmaya devam etmesi durumunda fazlaya ilişkin haklarımın saklı kalmak kaydıyla, aylık 20 bin lira kira ödemesi için noterden ihtar çektim. Kızım buna rağmen kirayı ödemedi. Ben de bu davayı açmak zorunda kaldım.

'İŞ HAYATININ DAHA KÖTÜYE GİTMEMESİ İÇİN VASİ İSTİYORUZ'
Yaşadığı evin aile konutu olduğunu ifade eden Aysel Toprak Duruk ise konuyla ilgili şunları söyledi: "1984'ten beri bu evde yaşıyorum. Yasada 20 yıldan sonra aile konutu kullanan kişiye 'zilyet' hakkı doğar ve tapu tescil ettirilir. Bana ait olan konutun boşaltılması ya da kira ödenmesi söz konusu olamaz. Babam hakkında açılan davalara kızıp tepkisini dava açarak ortaya koydu. Davalarda amacımız, Halis Toprak'ın yaşamının tüm alanında tehlike ve tehditler karşısında aile olarak önlem almaktır. 60 yıllık iş hayatının daha fazla kötüye gitmemesi için vasi istiyoruz. Halis Toprak şirkete haftada 1-2 gün uğramaktadır. Evinde istirahat etmektedir. Günlerinin çoğunu uyuyarak geçirmektedir. İş alanında ne kadar yorgun olduğu ortadadır. Babamızı onursal başkan olarak başımızın tacı yapacağız."
 kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Birlikte alkol aldığı 2 arkadaşını öldürdü

Emekli TIR şoförü Recep Güler birlikte alkol aldığı iki arkadaşını kendisine küfür ettikleri gerekçesiyle vurdu
Bursa'nın Nilüfer ilçesinde, alkol alan arkadaşlar arasında çıkan tartışma kanlı bitti. 59 yaşındaki Recep Güler, kendisine küfrettiklerini öne sürdüğü 2 arkadaşını öldürdü. TIR şoförlüğünden emekli olan Recep Güler, önceki akşam, arkadaşları Mehmet Uz (51) ve Süleyman Kayalı (59) ile birlikte, Küçük Sanayi Sitesi'nde bulunan bir büfenin bahçesinde alkol almaya başladı. Ancak saat 23.00 sıralarında, alkollü 3 arkadaş arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmanın ardından belindeki tabancayı çıkaran Güler, önce Mehmet Uz'u, ardından da Süleyman Kayalı'yı vurup olay yerinden kaçtı. Olay yerinde yapılan incelemede 7.65 milimetre çapında 7 adet kovan bulundu.

HASTANEDE ÖLDÜ
Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ve 112 Acil Servis ekipleri, Uz'un hayatını kaybettiğini belirledi. Ağır yaralanan Kayalı ise hemen Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak o da dün sabaha karşı hayatını kaybetti. Kısa süre sonra Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş ekipleri tarafından yakalanan zanlı Güler'in, 'küfrettiler o yüzden vurdum' dediği belirtildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Patriot mesaisi bugün start aldı

4 Aralık 2012 Salı

NATO Dışişleri Bakanları toplantısında ele alınacak Türkiye'nin Patriot talebi, füzeleri sağlayacak Almanya ve Hollanda parlamentolarında oylanacak

 Türkiye'nin Patriot füze sistemlerinin Suriye sınırına konuşlandırılması talebine ilişkin NATO'nun yanıtı bu hafta kesinleşecek. Patriot füzelerinin Türkiye'ye konuşlandırılmasına karşı çıkan Rusya Devlet Başkanı Putin ile Başbakan Erdoğan arasındaki görüşmelerin ardından Patriot meselesi, bugün Brüksel'de gerçekleşecek olan NATO-Rusya Konseyi toplantısının gündemine gelecek. Böylece, İstanbul'dan sonra Rusya, Patriotların konuşlandırılmasına ilişkin itirazlarını NATO'da üst düzeyde seslendirme olanağını bulacak. Nitekim dün Putin'in Basın Sözcüsü Dimitri Peskov, "Patriot füzelerinin (Türkiye'ye) yerleştirilmesi Rusya'yı rahatsız ediyor. Bunlar Türk ortaklarımıza aktarılmaktadır" dedi. NATO'nun ise Rusya ile temaslarında Patriot sistemlerinin "savunma" amacını güttüğünü vurgulayacağı belirtiliyor. NATO Konseyi'nde ise füzelerin Türkiye'nin hangi bölgelerine konuşlandırılmasına ilişkin kararın alınması bekleniyor. İttifakın Türkiye'nin talebine evet demesine, buna karşın Ankara'nın istediği kadar sayıda füze sağlamamasına da kesin gözüyle bakılıyor. Alman ve Hollandalı hükümetler, Patriot talebine olumlu yanıt vermiş olsa da, bu konu her iki ülke, ulusal parlamentolarda oylanacak.
kaynak:sabah.com.tr 
Read Post | yorum

Boşnaklar 27 yıl sonra sevindi

Bosna savaşı sırasında Vişegrad kentinde yaklaşık 130 Boşnak sivili yakmakla suçlanan eski Sırp askeri Milan Lukiç'in ömür boyu, Sredoye Lukiç'in ise 27 yıl hapse mahkum olması, savaş mağdurlarını sevindirdi.
Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için Lahey'de kurulan mahkemenin, Bosna savaşı esnasında Vişegrad kentinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 130 Boşnak'ı diri diri yakmakla suçlanan eski Sırp asker Milan Lukiç'e verilen ömür boyu hapis cezasını onaylaması, Bosnalı savaş mağdurlarını memnun etti.

Davanın Lahey'deki temyiz duruşmasını izleyen Savaş Mağduru Kadınlar Derneği Başkanı Bakira Haseçiç, Vişegrad'da işlenen savaş suçlarının en korkunç faillerinin cezalandırılmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Haseçiç, kararın açıklanmasından sonra AA muhabirine yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Bugün dünyanın en mutlu kadınıyım. Milan Lukiç'e verilen ilk cezanın onaylanmayacağına dair en ufak bir şüphemiz yoktu. O hayatının geri kalanını demir parmaklıklar arkasında geçirecek. Biz çok mutluyuz. Sredoye Lukiç'in cezasında indirime gidildi, ancak biz buna etki edemeyiz. Genel anlamda sonuçtan memnunuz. Bu karar, savaş mağdurlarının Lahey'deki mahkemeye inanmaları gerektiğini gösteren yeni bir kanıt. Lahey'deki mahkeme mağdurların desteğine sahip, bizim ona yönelik hiçbir şüphemiz olmadı. Bu karar, adalet ve gerçekler için mücadele etmemize güç katacak. Her ikisi de hapishanede çürüyecek. Sredoye dahi çıktığında 70'li yaşlarda bir ihtiyar olacak. Bu ömür boyu hapis cezası gibidir."

Vişegrad 92 Kayıp Aileleri Derneği Başkanı Hediya Kasapoviç de kararın tüm mağdur yakınlarını mutlu ettiğini söyledi. Kasapoviç, "Mutluyuz çünkü bugün Milan Lukiç'in kararı onaylandı. Ancak Sredoye Lukiç'in cezasında indirim yapılmasını hayal kırıklığıyla karşıladık. Fakat Lukiçler hak ettikleri cezaları aldı, mutluyuz. İdam cezasının olmaması kötü, ancak yine de mağdur aileleri karardan memnun" diye konuştu.

-Mahkeme kararı-

Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için Lahey'de kurulan mahkeme, Bosna savaşı esnasında Vişegrad kentinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 130 Boşnak'ı diri diri yakmakla suçlanan eski Sırp asker Milan Lukiç'e verilen ömür boyu hapis cezasını onadı, söz konusu suçlamalara doğrudan ve dolaylı şekilde karışmaktan yargılanan Milan Lukiç'in kuzeni Sredoye Lukiç'e ise daha önce verilen 30 yıl hapsi 27 yıla indirdi.

Eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için BM tarafından 1993 yılında Lahey'de kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin temyiz yargıçları arasında yer alan Türk hakim Mehmet Güney'in açıkladığı mahkeme kararında, "Milan Lukiç ve Sredoye Lukiç'in Bosna-Hersek'in doğusunda yer alan Vişegrad kentinde 1992 yılında iki farklı yerde yaklaşık 65'er Boşnak sivilin evlere zorla sokulması ve canlı olarak burada yakılmasından suçlu bulunduğu" belirtildi.

Mahkeme kararında, Milan Lukiç'in daha önce kurbanların "yakılmadan önce ölü olduğuna" ilişkin iddialarının reddedildiği kaydedildi. Mahkeme ayrıca Milan Lukiç'i, "tarihi Drina Köprüsü'nde 12 Boşnak'ı sırtlarından vurarak Drina Nehri'ne atmaktan" da suçlu buldu.

-Bosna'da işlenen en korkunç suçlardan-

Bosna Hersek'in güneydoğusundaki Foça kentinde 1967'de doğan Milan Lukiç, Bosna savaşının başladığı 1992 yılına kadar Sırbistan'ın Obrenovac kentinde yaşadı. Lukiç 1992 yılında, Boşnak nüfusun sistematik olarak bölgeden çıkartılmasını hedef alan Sırp "Beli Orlovi" (Beyaz Kartallar) adlı birliğin mensubu olarak Vişegrad'a geldi.

Savaş sırasında sivillere karşı işlenen korkunç infazlara karışan Milan Lukiç, 14 Haziran 1992'de kuzeni Sredoye Lukiç ve Mitar Vasilyeviç'le, Vişegrad'ın Bikavac kasabasında iki ayrı yerde yaşları 2 ila 70 arasında değişen, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 130 sivili boş bir evin bodrumuna sokarak ateşe vermekle itham edildi.

Milan Lukiç 2005 yılının Ağustos ayında Arjantin'de göz altına alınmış ve yedi ay göz altı süresinin ardından Lahey'deki mahkemeye nakledilmişti.

Lahey'deki mahkeme Lukiç'i daha önce, 1992 yılında Sırbistan'dan Bosna-Hersek'e yolculuk yapan bir otobüsten kaçırılan 16 Boşnak sivile işkence etmek ve öldürmekten suçlu bulmuş ve 20 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Bugün karara bağlanan davanın iddianamesinde de Lukiç, kuzeni Sredoye Lukiç ve Mitar Vasilyeviç ile birlikte Bosna-Hersek'in Vişegrad kentinde yaklaşık 130 Boşnak'ı yakmak, 12 Boşnak'ı ise Drina Köprüsü üzerinde kurşuna dizmekle suçlanıyordu.
 
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Rus Bakan kolunu kırdı

3 Aralık 2012 Pazartesi

Türkiye'de bulunan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, kaldığı otelin merdivenlerinden yuvarlanarak kolunu kırdı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İstanbul'da kaldığı otelin merdivenlerinden yuvarlandı. Taksim eğitim ve Araştırma hastanesine kol ağrısı şikayetiyle kaldırılan Sergey Lavrov'un kolunun kırıldığı belirtildi.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Bağcılar'da silahlı saldırı dehşeti

Bağcılar'da bir genç, ağabeylerinin yanında çalışan genç kız tarafından aşkına karşılık bulamayınca dehşet saçtı. 3 ağabeyi ve sevdiği kızı vuran genç intihar etti. Olayda 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
Olay, saat 10.30 sıralarında Güneşli Evren Mahallesi Camiyolu Caddesi üzerinde bulunan bir tekstil firmasında meydana gelmişti. İddiaya göre, Aziz Bozan aynı iş yerinde çalıştığı Zeynep Tosun'a aşık oldu. Genç kız Aziz Bozan'a karşı bir şey hissetmediğini ve rahatsız olduğunu gencin ağabeylerine söyledi. Ağabeyleri de genci bir ay önce Adıyaman'a gönderdi.

Bugün İstanbul'a yeniden gelen öfkeli genç, iş yerine gelerek ağabeyleriyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesiyle silahını çeken genç, ağabeyleri Abdullah Bozan, Mehmet Bozan ve Şehmuz Bozan ile aşık olduğu Zeynep Tosun'a kurşun yağdırdı.
Olayda Aziz Bozan, Zeynep Tosun, Abdullah Bozan ve Mehmet Bozan hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Şehmuz Bozan ise hastanede tedavi altına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Okul önünde kan donduran cinayet

Kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. İzmir'in Konak ilçesinde 24 yaşındaki O.Ö.'nün, evlenme teklifini kabul etmeyen ve 2,5 yıl önce eşinden boşandığı öğrenilen 29 yaşındaki Pınar Ünlüer'i, okulda bulunan oğluna büfede tost yaptırırken öldürdüğü iddia edildi. Olay sırasında büfede bulunan Ezgi Balcı isimli bir kadını da yaralayan zanlı O.Ö., kaçmak isterken polis tarafından yakalandı.

Olay, saat 13.00 sıralarında Gültepe semti Turgut Reis Caddesi 24 numarada meydana geldi. İddiaya göre eşinden 2,5 yıl önce boşanan Ünlüer, 7 yaşındaki oğlu A.E.K.'yi Turgut Reis İlköğretim Okulu'ndan almaya gitti. Okul çıkışını bekleyen Ünlüer, oğluna tost yaptırmak için karşıdaki bir büfeye girdi. Ünlüer'in büfede olduğunu öğrenen O.Ö., arkasından gitti. Evlenmek istediğini söyledi, olumsuz cevap alınca yanında bulunan pompalı tüfekle genç kadını başından vurdu.
Kanlar içinde yere yığılan Ünlüer hayatını kaybetti. Büfenin önünde bulunan Balcı ise seken bir kurşunun şakağına isabet etmesiyle yaralanarak, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Balcı'nın Sağlık durumu iyi olduğu bildirildi. Zanlı O.Ö., olayda kullandığı pompalı tüfeği sokak ortasına atarak kaçtı. Bölgeye sevk edilen çok sayıda polis ekibi, plakası belirlenen bir otomobille kaçmak isteyen O.Ö.'yü yakaladı. Zanlı, gözaltına alınarak Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne götürüldü.
Yakınları, Pınar Ünlüer'in eşinden boşandıktan sonra O.Ö. tarafından sürekli taciz edildiğini belirtti. Genç kadının, evlenme teklifini kabul etmediği için O.Ö. tarafından son zamanlarda tehdit edildiği de öne sürüldü. Boşandığı eşi Polat Karga da Ünlüer'in öldürüldüğünü duyarak olay yerine geldi. Karga, "Ben buraya oğlumu almaya geldim. 2,5 senedir kendisiyle ne yüz yüze ne telefonla görüştüm. Benim tek derdim oğlum. O.Ö.'nün zaman zaman önüne çıktığını ve bu kişiden kurtulmak istediğini söyleyerek bana haber göndermişti." dedi. Okul çıkışında annesini bekleyen A.E.K. ise yakınları tarafından evine götürüldü. Çocuğa, annesinin öldürüldüğünün söylenmediği belirtildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

VELİLER, OLAYI ÇOCUKLARIYLA BERABER FİLM GİBİ SEYRETTİ

Cinayetin Turgut Reis İlköğretim Okulu önünde işlenmesi sebebiyle istenmeyen görüntüler oluştu. Bazı veliler, çocuklarını alıp götürmek yerine uzun süre film seyretti. Polisin uyarılarına rağmen olay yerinden uzun süre ayrılmadılar.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Fatih'te silahlı soygun

1 Aralık 2012 Cumartesi

Fatih'te bir markete giren silahlı hırsız, kasiyerleri etkisiz hale getirdikten sonra kasadaki paraları alarak kayıplara karıştı.

Edinilen bilgiye göre hırsızlık, saat 16.20 sıralarında Samatya Org. Abdurrahman Nafız Gürman Caddesi üzerindeki bir markete giren silahlı saldırgan, kasiyerleri etkisiz hale getirdikten sonra kasada bulunan paraları alarak kaçtı. Soygunun ardından markette çalışan görevliler durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, saldırganın eşkalini market çalışanlarından öğrendi. Polis, 28-30 yaşlarındaki kapüşonlu, bıyıklı, uzun boylu hırsızı yakalamak için çevrede inceleme başlattı.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Seyyar satıcı dehşeti

Mersin'de satış yapmasına izin verilmeyerek terazisine el konulan bir seyyar satıcı, zabıta memurlarına kurşun yağdırarak bir zabıta komiserini ayağından yaraladı.
Olay, merkez Yenişehir ilçesi Hürriyet Mahallesi 1. Cadde üzerinde meydana geldi. Seyyar satıcılara yönelik denetim yapan Yenişehir Belediyesi'ne bağlı Zabıta Müdürlüğü ekipleri, sokakta kestane satan bir seyyar satıcıya müdahale etti. Terazisine el konulan seyyar satıcı ile zabıta memurları arasında tartışma tartışma çıktı. Çıkan tartışma sonucu öfkesine hakim olamayan seyyar satıcı, üzerinde taşıdı tabancayı çıkararak zabıta memurlarına ateş açtı. En az 10 boş kovanın bulunduğu olayda, zabıta komiseri İsmail Özcan bacağından vuruldu. Seyyar satıcı ise olay yerinden yaya olarak kaçarak uzaklaştı.
Yaralı zabıta komiserine ilk etapta birlikte çalıştığı arkadaşları müdahale etti. Yerde acılar içinde kıvranan İsmail Özcan, daha sonra olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri tarafından Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Özcan, kendisini terazisini aldıkları seyyar satıcının vurduğunu söyledi.
Olaydan sonra kaçan şüphelinin peşine düşen polis, Hakan D. adlı seyyar satıcıyı olayda kullandığı tabanca ile birlikte yakaladı. Polis, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.

 kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Siyasilerin twitter karnesi

29 Kasım 2012 Perşembe

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kabine üyeleri sosyal paylaşım sitesi twitter aracılığıyla çalışmaları hakkında bilgi veriyor, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Bazıları için günümüzün vazgeçilmezi haline gelen sosyal paylaşım siteleri, siyasiler tarafından da etkin olarak kullanılıyor. Bakanlar Kurulu üyeleri ve siyasi parti liderleri, programlarını, güncel konularla ilgili düşüncelerini twitter aracılığıyla paylaşıyor.

EN ÇOK TAKİPÇİ BAŞBAKAN'IN

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, twitter'ı düzenli kullanan siyasetçilerin başında geliyor. Bugüne kadar attığı tweet sayısı bin 498. Takipçi sayısı ise 2 milyon 46 bin 383. Başbakan, en çok takip edilen siyasetçi listesinde ilk sırada yer alıyor.

BAĞIŞ 2'NCİ, DAVUTOĞLU 3'ÜNCÜ

Erdoğan'dan sonra twitter'da en fazla takipçiye sahip bakan 454 bin 078 kişiyle Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış.
450 bin 300 takipçisi olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise listede 3. sırada yer alıyor.
Diğer bakanların takipçi sayıları ise şöyle:

Bakan Takipçi Sayısı
----- --------------
-Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 296 bin 190
-Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç 266 bin 014
-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 262 bin 114
-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin 135 bin 324
-Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu 66 bin 441
-Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 45 bin 994
-Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 11 bin 169
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik 7 bin 165
-İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin 3 bin 176

EN FAZLA TWEETİ EROĞLU ATTI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar bin 497 tweet atarken, Bakanlar Kurulu'nda en fazla tweeti 9 bin 121'le Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu attı.

Eroğlu'nun ardından en çok tweeti ise 6 bin 185'le Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış attı.

Bağış'ı, 6 bin 112 ile Maliye Bakanı Şimşek, 3 bin 212 ile Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 2 bin 495'li Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bin 65 tweetle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 525 tweetle Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 339 tweetle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 43 tweetle Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 13 tweetle İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin izledi.

Bu arada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in attığı 7 tweetle kabinenin en az az tweet atan bakanı olduğu görüldü.

12 BAKAN TWİTTER KULLANMIYOR

Bakanlar Kurulu'nda 12 bakan twitter kullanmıyor. 2 bakanın ise twitter hesabı var ancak aktif değil.

Başbakan yardımcıları Beşir Atalay ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer twitter hesabı kullanmıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise twitter hesapları olmasına rağmen, aktif olarak kullanmayan bakanlar olarak dikkati çekiyor.

MUHALEFET DE TWİTTER'DA

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grupları bulunan muhalefet partileri CHP, MHP ve BDP'nin liderleri de twitter kullanmayı ihmal etmiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefet liderleri arasında 981 bin 562 takipçiyle en fazla takipçi sıralamasında ilk sırada yer alıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise 403 bin 167 takipçiyle ikinci sırada bulunuyor.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın takipçi sayısı ise 90 bin 443.

Kılıçdaroğlu'nun attığı tweet bin 611, Demirtaş'ın 952, Bahçeli'nin ise 786.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Efe'nin bedeli 275 bin TL

Okulda düşen lavabonun boğazını kesmesi sonucu hayatını kaybeden Efe Boz’un ailesi hak arayışından vazgeçmedi ve 1.5 yıl sonra acılar dinmese de bir sonuca ulaşıldı. Mahkeme, Efe Boz'un ölümünde Milli Eğitim Bakanlığı ve Valiliği kusurlu buldu. Aileye 275 bin TL tazminat ödenecek.
İstanbul Maltepe'deki Dumlupınar İlköğretim Okulu'nda 12 Mayıs 2010 tarihinde 6 yaşındaki Efe Boz, ana sınıfındaki tuvaletin lavabosunun düşüp kırılması sonucu ağır yaralandı, kaldırıldığı hastanede kan kaybından yaşamını yitirdi. Boz ailesinin şikâyeti üzerine okulun 4 yöneticisi hakkında Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

MEB: İRİYDİ, ZIPLAYIP KIRDI
Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Valiliği hakkında İstanbul 6'ncı Bölge İdare Mahkemesi'ne başvuran Boz ailesinin avukatı Hasan Girit, aile için toplam 1 milyon 150 bin lira manevi tazminat ve 25 bin lira destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle dava açtı. İdarenin avukatları Efe'nin yaşıtlarına göre iri olduğu, zıplarken lavabonun kırıldığı iddiasıyla davanın reddini istediler. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırlattığı bilirkişi raporu ise tersini söyledi: "Kazaya neden olan lavabonun ana sınıfındaki çocuklara uygun sağlamlıkta ve boyutta yapılmamış olduğu, gerekli bakım ve iyileştirmenin yapılmadığı, çocuğun okulda bulunduğu sırada kontrol altında bulunmayarak, 20 dakika kendi başına ve kontrolsüz bırakıldığı..."

MAHKEME: İDARE KUSURLU
Mahkeme, idarenin itirazlarını reddederek, davacı baba Kemal Boz için 100 bin, anne Nurdan Boz için 100 bin, abla Yağmur Boz için 50 bin lira manevi tazminata hükmetti. 25 bin TL destekten yoksun kalma tazminatı istemini kabul eden mahkemenin kararında şöyle denildi: "Eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesi şeklinde ortaya çıkan kamu hizmetinin bakım ve işletimindeki, gözetimindeki aksaklık idarenin kamu hizmetinin yürütülmesindeki kusurunu ortaya koyduğu, bu şekilde meydana gelen zararın, hizmeti yürütmekle görevli idarece tazmin edilmesi gerektiği, hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez bir gereğidir."

Kaynak: Hürriyet
Read Post | yorum

Kamyon ile otomobil çarpıştı

Bartın'ın Ulus ilçesine bağlı Kadıköy köyünde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı.
Kaza, Bartın'ın Ulus ilçesine bağlı Kadıköy köyünde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Ulus ilçesinden Kadıköy köyüne seyir halinde olan Kazım Arslan (54) yönetimindeki 74 AR 521 plakalı otomobil karşı yönden gelen Mustafa Artan (42) yönetiminde ki 67 DY 900 plakalı kamyon ile çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Kazım Arslan olay yerinde hayatını kaybederken, kamyon şoförü Mustafa Artan ağır şekilde yaralandı.

Yaralı kamyon şoförü Artan olay yerine gelen 112 ekipleri tarafınca Bartın Devlet Hastanesine kaldırıldı. Olay yerinde hayatını kaybeden otomobil sürücüsü Kazım Arslan'ın cesedi ise Ulus Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Pınar hemşire zayıflama hapı kurbanı mı oldu?

Tekirdağ'da özel bir hastanede hemşire olarak görev yapan 21 yaşındaki Pınar Üye dün sabah yatağında ölü bulundu. Nişanlı olan genç kızın bir süredir zayıflama hapı kullandığı öne sürüldü. Pınar Üye önceki gün işten çıktıktan sonra ailesi ile birlikte oturduğu Altınova Mahallesi Uydukent sitesindeki evine gitti. Genç kız akşam yemeğinin ardından uyumak üzere odasına gitti. Kızının sabah kalkmadığını gören anne Hülya Üye, kızını uyandırmak için odasına girdiğinde kızının hareketsiz yattığını fark etti. Anne Hülya Üye'nin haber vermesi üzerine olay yerine giden 112 Acil servis ekibi genç hemşirenin öldüğünü belirledi. Kızlarının öldüğünü öğrenen anne Hülya ve baba Hasan Üye şok geçirdi. Olay yerinde inceleme yapan ekipler genç kızın başucunda aralarında zayıflama hapının da olduğu bazı ilaçlar olduğunu tespit etti. Nişanlı genç kızın bir süredir zayıflama hapı kullandığı öne sürüldü.

8 AY ÖNCE NİŞANLANDI

Kızının önemli bir rahatsızlığının olmadığını söyleyen anne Hülya Üye, "Hafif şekilde solunum güçlüğü çekiyordu. Boğazı ağrıyordu. Ama önemli bir rahatsızlığı yoktu" dedi. Genç hemşirenin ölüm haberini alan mesai arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. 8 ay önce nişanlan genç kızın ölüm haberiyle Hakkâri'de vatani görevini yapan nişanlısı perişan oldu. Genç hemşireden geriye ise nişanda çektirdiği mutluluk pozları kaldı. Cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen genç kızın ölüm nedeni otopsiden sonra netleşecek.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Kayseri ve Kayseri Gündemi

28 Kasım 2012 Çarşamba


Değerli habertc.net okurları son dönemlerde sizlere özellikle bir çok yerel haber sitesi hakkında bir çok bilgi vermeye çalıştık, bugün ise gerek tasarımı gerekse güncelliği il son dönemlerde dikkati çeken bir siteden bahsedeceğim.

Yaklaşık 2 yıldır takip ettiğim Kayseri Gündem sitesi geçen aylarda tasarımını değiştirdi, ve yeni tasarımı ciddi anlamda hoşuma gitti ama ne hikmetse tasarımı değiştiği günden beri içerik ve anlayışıda baya bir değişti.

Daha önceleri sadece Kayseri Haber lerini gördüğüm Kayseri Gündem sitesi tasarımı ile artık Türkiye ve Dünya basınındanda güncel haberleri Kayseri Halkına sunmaya başladı, haliyle Kayseri'deki haber okurlarıda Kayseri Haberleri için farklı siteye, diğer haberler için farklı siteye girme zahmetinden kurtuldu.
Ayrıca yeni tasarımı gerek işlevsellik gerekte aradığın konuya hızlı ulaşım açısındanda çok hoşuma gitti, yerel bir haber sitesinin dışında ciddi anlamda profosyonel bir haber sitesini andırmakta.
Tabi eskine nazaran katagorilerdede bir hayli artış söz konusu; Spor, Kültür Sanat, Ekonomi, Yaşam, Siyaset, İlginç Haberler gibi bir çok haber katagorisibulunmakta.
Bunun dışında Kayseri Halkına maal olmuş kişilerin biografileri ve Kayseri tarihi ve kültürü hakkındada bir çok bilgi yer almaktadır, ayrıca sektörel haberler katagorisi altındada Kayseri sektöründen güncel haberler yer almakta ve işletme sahipleri ile röpartajlar yapılıp okurları ile paylaşılmaktadır.
Kayseri hakkında söyleyeceklerim bugünlük bu kadar, ayrıca konuyu okuyan okurlarımızın ilgisini muakkak çekecektir, daha önce Kayseri Halı Yıkama sektörü ve Kayseri Halı Yıkama rehberi ile ilgili bazı tespitler yapmıştık bunlarıda incelemenizi tavsiye ederim.
Read Post | yorum

Müslüm Baba'nın durumu hızla düzeliyor

27 Kasım 2012 Salı

İstanbul Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nde geçen hafta by pass ameliyatı geçiren Müslüm Gürses'in tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Prof. Dr. Bingür Sönmez ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Deniz Şener dün şu bilgileri verdi: "Tansiyon, nabız ve kalp ile ilgili bulgular olumlu seyrediyor. Akciğerler ve kanın oksijenlenmesi için solunum desteğine ihtiyaç duyuluyor. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları daha iyi durumda. Diyaliz tedavisi şimdilik sonlandırıldı. Bağırsak hareketlerindeki yavaşlama nedeni ile bu yönden tetkik ve tedavisi devam ediyor."
kaynak:sabah.com.tr 
Read Post | yorum

Vahşi cinayete 20'şer yıl hapis

Samsun'da karısıyla ilişkisi olduğunu iddia ettiği arkadaşını baltayla öldürdükten sonra 10 parçaya bölüp 5 ayrı poşet içinde ırmağa attığı ileri sürülen şahıs ile kendisine yardım eden karısı 20'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı.
 
İlkadım ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi'nde 2008 yılının Mart ayında meydana gelen olayda, Denizli'de inşaatlarda çalışan Engin Payaz (40), arkadaşı Sebahattin Yener'i (43) eşi ile ilişkisi olduğu iddiasıyla öldürmüştü. Engin Payaz, Sebahattin Yener'in cesedini evinin tuvaletinde 10 ayrı parçaya bölüp poşetlere koymuş, arkadaşının ceset parçalarını ve olayda kullandığı baltayı Mert Irmağı'na atmıştı. Evli ve 3 çocuk babası Sebahattin Yener'in kaybolması üzerine yapılan araştırma sonucu suçlarını itiraf eden Engin Payaz ve eşi Reyha Payaz tutuklanmıştı. Engin Payaz hakkında, 'canavarca hisle kasten adam öldürmek' suçundan, eşi Reyha Payaz (32) hakkında ise 'suç delilini gizlemek' suçundan Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
Reyha Payaz daha önce verdiği ifadede, ölen kişi ile büyük aşk yaşadığını itiraf ederek, "Olay gecesi cinayetle hiçbir ilgim yok. Yasak aşk yaşadım. Benim suçum, kocam cinayeti işleyince olayı anlatmamak oldu. Çocuklarımın da bu olay sonrası canı yandı. Adalete güveniyorum ve tahliyemi istiyorum" demişti.
Ancak, kocasıyla birlikte 20 Mart 2008 tarihinde tutuklanan Reyha Payaz,531 gün tutuklu kaldığı Samsun Kapalı Cezaevi'nden 02 Eylül 2010 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Müdahil Avukatı Ata Giritli'nin gayretleri sonucu Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı Reyha Payaz hakkında "cinayete iştirak" suçundan yeniden dava açmıştı. Söz konusu dava diğer davayla birleştirildi. Avukat Giritli, cinayet gecesi evde bulunan Reyha-Engin Payaz çitfinin çocuklarının da duruşmada tanık olarak dinlenmesini istemişti. Küçük kızın ifadesi doğrultusunda annesi Reyha Payaz yaklaşık 8 ay önce yeniden tutuklanmıştı.
Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Cumhuriyet Savcısı dosyanın tamamlanması üzerine mütalaasını açıklayarak, Reyha Payaz ile Engin Payaz'ın Sebahattin Yener'e olan 700 lira borçlarından dolayı tasarlayarak öldürdükleri gerekçesi ile Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 82/1-a maddesi gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını talep etti. Bugün görülen davanın son duruşmasında Engin Payaz pişman olduğunu, Reyha Payaz ise suçsuz olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti Payaz çiftini "tasarlayarak adam öldürmek" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Daha sonra ölen kişinin kadın ile ilişkisi olduğu, alacağından dolayı evlerini satması için tehdit ettiği ve duruşmadaki iyi hallerini de göz önünde bulundurarak tahrik hükümlerini uygulayıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 20'şer yıl hapis cezasına çevirdi.
Öte yandan, ceseti baltayla parçalanıp 10 poşet içinde ırmağa atılan Sebahattin Yener'in bazı parçalarının hala bulunamadığı öğrenildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Durakta öpücüğe ağır ceza istemi

Adana'da durakta otobüs bekleyen üniversite öğrencisi kızı öpen sanığın davası, genç kıza verilen 'ruh sağlığı bozulmuştur' raporu üzerine Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Geçen mayıstaki olayda, üniversiteli E.Y.'yi (22) öpmeye kalkışan, genç kızın tepki göstermesi üzerine de boğazını sıktığı iddia edilen Tevfik B. (26) hakkında 'cinsel saldırı, basit yaralama ve hakaret' suçlarından dava açıldı. 10 yıl hapis istemiyle yargılandığı 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşmaya çıkan sanık, "Uyuşturucu kullanmıştım. Kendimde değildim. Tek hatırladığım yağmurun yağdığı ve arkadaşlık teklif etmem. Kendisinden özür diliyorum" dedi. E.Y. ise "Belime sarılıp, öpmek istedi. Kurtulmak için kendimi yere attım. Küfür ve hakaret ediyordu. Bir ara kalkıp, tekme attım. Sinirlenip, boğazımı sıkmaya çalıştı. Psikolojim bozuldu" dedi. Asliye mahkemesindeki dava, "E.Y.'nin ruh sağlığı bozulmuştur" raporu üzerine Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Olayın "nitelikli cinsel saldırı" suçunu oluşturduğu ve cezasının da 15 yıl olduğu kaydedildi.

kaynak:sabah.com.tr 

Read Post | yorum

Diş doktorunun şüpheli ölümü

Doktor İsmail Burak Sarıyıldız, evinin banyosunda boynu ve bileği neşterle kesilmiş halde ölü bulundu. Yeni evli Sarıyıldız'ın sekreteri ifadesinde, "Telefonda 'Ölüyorum, yardım edin' dedi. Ama yetişemedik" bilgisi verdi. Polis, ölümü şüpheli buldu
İstanbul Kadıköy'de, diş doktoru İsmail Burak Sarıyıldız'ın, neşterle boynunu ve bileğini keserek intihar ettiği öne sürüldü. Boynunda bir kemerle bulunan Sarıyıldız'ın ölümüyle ilgili cinayet ihtimali değerlendiriliyor. Maddi sıkıntılar yaşadığı ileri sürülen doktoru bunalıma sokan nedenlerden birinin de borcu nedeniyle kapatılan internet sitesi olduğu öne sürüldü.

SEKRETERİ ŞÜPHELENDİ

Olay, Bostancı Bahçelerarası Sokak'ta yer alan Bostancı Paragon Residence'ın 19 numaralı dairesinde cuma günü saat 12.00 sıralarında yaşandı. İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu, 29 yaşındaki diş hekimi İsmail Burak Sarıyıldız, sahibi olduğu Ataşehir İçerenköy'deki Metropolis Ağız ve Diş Polikliğini'ne gitmeyince sekreteri Pınar Kaygan cep telefonundan kendisine ulaştı. Sekreterine kısa bir süre sonra geleceğini aktaran genç doktorun işyerine gidişi gecikince sekreteri tekrar aradı. Telefondaki İsmail Burak Sarıyıldız'ın "Ölüyorum. Yardım edin. Kurtarın beni" demesi üzerine Pınar Kaygan, poliklinikten çağırdığı başka bir doktorla birlikte soluğu doktorun evinde aldı. Sarıyıldız'ı kanlar içinde hareketsiz şekilde gören Kaygan, hemen olay yerine ambulans çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekibi İsmail Burak Sarıyıldız'ın hayatını kaybettiğini belirledi ve polise haber verdi. Eve gelen olay yeri inceleme ekipleri ve Cumhuriyet Savcısı ceset üzerinde incelemelerde bulundu. İsmail Burak Sarıyıldız'ın elinde cep telefonu ve yanında da bir adet neşter bulundu.

CESEDİ ADLİ TIP'TA
Polis, boynunda kemer bulunan genç doktorun, boynunda, bileğinde ve kolunda neşter kesiklerine rastladı. Olay polis tutanaklarına 'şüpheli ölüm' diye geçti. Daireye gelen Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı bir ekip de konuyla araştırma yaptı. Polis ve Cumhuriyet Savcısı, cinayet ihtimalini de göz ardı etmezken, Sarıyıldız'ın iPad, dizüstü bilgisayarı ve cep telefonuna geçmişe dönük inceleme için el kondu. İsmail Burak Sarıyıldız'ın cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

'MADDİ SIKINTI' İDDİASI
Bir ilaç firmasında çalışan eczacılık fakültesi mezunu Benek Çelebi ile 5 ay önce evlenen İsmail Burak Sarıyıldız 'dan geriye ekim ayında eşiyle birlikte gittiği İtalya tatilinde mutlu anlarında çektirdikleri fotoğrafları kaldı. Burak Sarıyıldız'ın maddi sıkıntıları nedeniyle intihar ettiği ileri sürüldü. Sarıyıldız'ın sahibi olduğu ağız ve diş sağlığı polikliniğine ait internet sitesinde de sitenin 'borcu' nedeniyle kapatıldığı yazısı bulunuyor.
  
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Kredi kartınıza fazla yatırmayın

25 Kasım 2012 Pazar

Bir banka yöneticisi olan K.Ş. Kredi kartı borcunu 2 TL de fazla ödeyerek kredi kartını iptal ettirdikten 2 yıl sonra 367 TL gibi bir borçla ve icra ile karşılaşınca şok oldu.
Bankaların oyununa gelen bankacılar da bankaları tek tek şikayet etmeye başladı. Daha önce de bir banka elemanı bankanın tüketiciye oynadığı oyunları dile getirdiği için işten çıkarıldığını iddia etmişti. Son olarak ise hala bir bankada yöneticilik yapmakta olan K.Ş. sikayetvar.com aracılığı ile gönderdiği şikayetinde 2 yıl önce tüm borçlarını fazlasıyla ödeyip kapattırdığı kredi kartı kartına 2 yıl sonra hiçbir tebliğ göndermeden 367 TL borç çıkaran ve bu borçtan ötürü kanuni takip yapan bankayı şikayet etti.


GELEN MESAJLA ŞOK OLDU

2006 yılında 2 bin TL limitli kredi kartı kullanmaya başladığını kaydeden K.Ş. "2011 yılı Ocak ayında 2000 TL limiti olan kredi kartımı 2002 TL ödeyerek kapattım ( ek limit yoktur ) Ödeme yaptığım günün akşamı bankanın çağrı merkezini arayarak kredi kartımın iptalini rica ederek kapattım. Yetkili, kartımda borç kalmadığını fakat ekstreler geleceğini ve bunları dikkate almamamı gerektiği söylendi. 'Kredi kartımı artık kırabilir miyim' diye sorduğumda 'Evet' yanıtını verdi. Aradan yaklaşık 2 yıl geçti fakat cep telefonuma gelen bir kısa mesaj ile şok oldum. Borcumun olduğu ve ödeme yapılması gerektiği yazıyordu."


BANKACILAR BANKALARI TEK TEK ŞİKAYET ETMEYE BAŞLADI

Hemen bankanın çağrı merkezini arayan K.Ş. "Kapalı kredi kartına nasıl borç geldiğini" sordu. Kredi kartını kapattıktan sonra yaşadığı olaylara şok olan banka yöneticisi mağduriyetini anlatmaya şöyle devam etti:

"Aradan 3 gün geçti ve gelen e-mail ile 'Çağrı merkezimizde kartı kapattığınız arama bulunamamıştır. Taksitli alışverişlerden borç kalmıştır' yanıtı verildi. Şaka gibi, kartı zaten çağrı merkezini arayarak kapattırdım. Ayrıca 2000 TL olan kartımı 2002 TL ödeyerek kapattım. Aradan 2 yıl geçmiş benden 367 TL ödenmem isteniyor. Hemen KKB sorgulaması yaptığım ve kredi kartımda borç görünmüyor. Son olarak ise kanuni takibi alındığıma dair bir bilgi gönderdiler. Kredi kartımı kapattırdıktan sonra 5 farklı bankadan kredi kullandım ve kredi kartları aldım. Bankanın süreci bir banka yöneticisi olarak beni bile şaşırttı. Kanuni takibe alınması için 90 günlük bir süre olması gerekir. 2 yıl önce kapattırdığım karta borç çıkarıp 15 gün içerisinde hem borç hem de icra takibi başlatıyorlar."
kaynak:Sabah.com.tr 
Read Post | yorum

Evliliği beklerken makinede öldü

İstanbul Şile Kömürcüoda mevkisindeki İSTAÇ Katı Atık Düzenli Depolama Sahası'ndaki bir evsel atık işleme tesisinde meydana gelen olayda çöp ayrıştırma makinesi geçtiğimiz çarşamba arızalandı. Bunun üzerine üç işçi, saat 15.30 sıralarında bakım yapmak üzere makinenin içine girdi. İşçiler, yağlama işlemi yaptığı sırada, makine bir anda çalışınca tesiste can pazarı yaşandı. Ozan Baltacı (22), Emre Kanat (22) ve yabancı uyruklu bir işçi makinenin dönmeye başlayan kolları arasında savrulmaya başladı. İşçilerin feryatları üzerine arkadaşları makineyi durdurdu. Kanat ve yabancı uyruklu işçi makineden yaralı olarak çıkarılırken, kollar arasında sıkışarak boynu kırılan Baltacı olay yerinde hayatını kaybetti. Bacağı kırılan yabancı uyruklu işçi ile göğsünden, başından ve kollarından yaralanan Kanat, Şile Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Vücudunda çok sayıda kırık bulunan Kanat, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sevk edildi. Hayatını kaybeden Baltacı ise, Şile Devlet Hastanesi'nde yapılan otopsinin ardından evinin bulunduğu Ömerli'de toprağa verildi. Genç işçinin ölümü ailesi, yakınları ve evlilik hazırlığı yaptığı nişanlısını yasa boğdu. Oğlunun askerden üç ay önce geldiğini ve tesiste teknik eleman olarak işe başladığını belirten Ramazan Baltacı, olayda ihmal olduğunu öne sürdü. Baltacı, "İşçiler içinde olduğu halde makine nasıl çalışabilir? Makinenin şalterinin kapalı olduğu söyleniyor. Öyleyse nasıl çalıştı? Apaçık bir ihmal var. Yavrum 2 ay önce nişanlandı. Evlilik hazırlığı yapıyordu. Acımız çok büyük. Sorumlular hesabını versin" dedi. 
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

'Yerli malı' fuhuş baskını

İstanbul Bahçelievler'de bir müzikholde fuhuş pazarlığı yapıldığı ihbarını alan Ahlak-Kumar Büro Amirliği'ne bağlı ekipler, müşteri kılığında baskın düzenledi. İki memur, müşteri gibi içeri girdi. Garsondan yanlarına 2 kadın getirmesini istedi. Kısa bir sohbetten sonra polislerden biri, tek seferlik ilişki için kadınlara istedikleri ücreti sordu. Kadınların "200'er liranızı alırız" yanıtına "Çok para istiyorsunuz. Biraz indirim yapın" yanıtını verdi. Kadınlardan biri "Yerli malı yurdun malı, herkes bunu kullanmalı. Beğenmiyorsanız gidin yabancı uyruklu kadınlarla birlikte olun" diyerek şok etkisi yarattı. Kadınlarla anlaşarak el sıkışan polisler, "Havalar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Masamız ise güzel kızlar sayesinde cayır cayır yanıyor" diyerek baskını başlattı. Baskında 11 Türk kadın ile aralarında mekânın işletme müdürünün de bulunduğu 11 erkek çalışan gözaltına alındı. İşyerine de 10 işçiyi sigortasız çalıştırdıkları için kişi başına 7 bin 500'er TL ceza kesileceği belirtildi. 
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Tartıştığı oğlunu öldürdü

18 Kasım 2012 Pazar

Hatay'ın Samandağ ilçesinde bir kişi, tartıştığı oğlunu tabanca ile öldürdü.
Alınan bilgiye göre, Atatürk Mahallesi Cuma Karaali Sokak'ta meydana gelen olayda, Sabah Dadük (68) üst katında oturan oğlu Orhan Dadük (39) ile henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine baba Sabah Dadük, tabanca ile oğluna ateş etti. Vücudunun çeşitli yerlerine 7 kurşun isabet eden Orhan Dadük, olay yerinde hayatını kaybetti.

Olaydan sonra kaçan babanın yakalanması için çalışma başlatıldı.

Evli ve 2 çocuk babası olduğu öğrenilen Orhan Dadük'ün psikolojik sorunları olduğu iddia edildi.

Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Yol verme kavgası kanlı bitti

13 Kasım 2012 Salı

Aydın'ın Nazilli ilçesinde yol verme kavgasında bıçaklanan iki kardeşten biri öldü, diğeri ise yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Yedi gencin karıştığı kazada gözaltına alınan 5 şüpheliden 3'ü tutuklandı.

Bozdoğan ilçesinde Nazilli'ye gezmeye gelen Anıl Can Kazık (21) ve kardeşi Arda Kazık (15) ile arkadaşları M. E.T. (14), Ramazan B. (21) ve Esat B. (17) 09 E 8766 plakalı araçlarıyla Hürriyet Caddesi üzerinde seyir halindeyken aynı yöne gitmekte olan 35 DCA 71 plakalı araçta bulunan Mahir B. (27) ve Kerem S. (27) ile yol vermeme nedeniyle tartıştı.
Kavganın büyümesi üzerine aracından inen Mahir B'nin diğer aracı kullanan Anıl Can Kazık'a dirsekle vurmasının ardından iki grup arasında kavga çıktı. Kavga esnasında yüzüne kafa darbesi geldiğini iddia eden Mahir B., arkadaşının aracında bulunan ekmek bıçağı ile önce Anıl Can Kazık'ı kalbinin hemen altından ve bacağından sonra da araya giren kardeşi Arda Kazık'ı da sağ karın boşluğundan bıçakla yaraladı. Ağır yaralanan Kazık kardeşler olay yerine çağrılan ambulanslarla Nazilli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Olaya kısa sürede müdahale eden polis ekipleri kavgaya karışan Mahir B., Kerem S., M.E.T., Ramazan B. ve Esat B'yi yakaladı. Kavgada kullanılan ekmek bıçağı olaydan 4 saat sonra olay yerine yakın kanalizasyon mazgalı içerisinde bulundu. Hastanede ameliyata alınan iki kardeşten Anıl Can Kazık tüm çabalara rağmen 3 saat sonra yaşamını yitirdi. Arda Kazık'ın yoğun bakımda olduğu ve hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
Karakolda ifadelerinin alınmasının ardından Nazilli Adliyesi'ne sevk edilen Mahir B., Esat B. ve Ramazan B. tutuklanarak cezaevine kondu. Kerem S. ise denetimli serbestlik Şubesi'ne sevk edilirken yaşı küçük olan M.E.T'de serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Her mahalleye 3 milyoner

Seçimlerin unutulmazı "Her mahalleye bir milyoner" vaadi fazlasıyla gerçekleşti. 2003'te 2 mahalleye bir milyoner düşerken, artık her mahallede 3 milyoner yaşıyor
Adnan Menderes'in başbakan olduğu 1950'li yıllarda seçim meydanlarında sık sık dile getirilen "Her mahalleye bir milyoner" vaadi gerçekleşti. Hatta milyonerler mahallelere değil köylere ulaştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) derlenen verilere göre, Türkiye'deki milyoner sayısı son 10 yılda 5.5 kat arttı. Banka hesaplarında 1 milyon lira ve üzerinde para bulunan mevduat sahibi sayısı 51 bin 161 kişiye ulaştı. İçişleri Bakanlığı'na göre, Türkiye'de 19 bin 96 mahalle bulunuyor. Bu rakamla her mahalleye 2.8 neredeyse 3 milyoner düşüyor. 34 bin 387'yi bulan köy sayısını da ekleyince ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor. Artık Türkiye'de sadece mahallelerde değil, köylere de bir milyoner düşüyor. BDDK'nın verilerine göre, bu yılın ocakeylül döneminde milyoner sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 6 bin 161 kişi arttı. Milyonerlerin banka hesaplarındaki para 327.8 milyara ulaştı. Böylece 705.2 milyar liralık toplam mevduat içindeki payları da yüzde 46.5'e çıktı.

10 yıl önce 10 bindi

Son 10 yıla bakıldığında ise milyoner sayısı 5.5 kat artmış durumda. 2003'te o dönemin parasıyla 1 trilyon lira (milyon TL) ve üzerinde bankalarda hesabı bulunan kişi sayısı 10 bin 140'dı. Bunun sadece 5 bin 369'u şirket, vakıf, dernek gibi tüzel kişilere aitti.

Monako ve San Marino'dan kalabalıkBDDK'nın açıkladığı verilere göre Türkiye'deki milyoner sayısı birçok ülke nüfusunu da geçmiş durumda. 227 ülkenin yer aldığı dünya nüfus verilerine göre Türkiye'deki 51 bin milyoner sayısı en kalabalık 207'nci ülke durumuna geliyor. Türkiye'deki milyoner sayısı 48 bin nüfuslu Faroe Adaları, 36 binlik Lihtenştayn'ı, 35 binlik Monako'yu, 31 binlik San Marino'yu geride bırakıyor.

52 milyon hesap var
BDDK'nın verilerine göre ocak-eylül döneminde toplam mevduat sahibi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 960 bin 691 kişi artarak 51 milyon 860 bin 132'den, 52 milyon 820 bin 823'e çıktı. Bu yılın eylül ayı sonu itibarıyla banka hesaplarında 10 bin liraya kadar mevduatı olan 50 milyon 867 bin 97 kişi var. Bunların toplam mevduat sahipleri içindeki oranı yüzde 96.3. Bu kategoriyi, 3 milyon 394 bin 927 kişiyle hesabında 10 bin lira ile 50 bin lira aralığında para bulunan mevduat sahipleri, 1 milyon 333 bin 789 kişiyle hesabında 50 bin lira ile 250 bin lira aralığında para bulunan mevduat sahipleri, 226 bin 306 kişiyle hesabında 250 bin lira ile 1 milyon lira aralığında para bulunan mevduat sahipleri izledi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Adliyede firari katil alarmı

9 Kasım 2012 Cuma

Cezaevinden geçtiğimiz hafta firar eden suç makinesi Mikail Zor'un, kendisine ceza veren İstanbul Adliyesi'ndeki hâkimleri öldürmeyi amaçladığı ortaya çıktı
Suç örgütü lideri Mikail Zor 'un geçtiğimiz hafta Kandıra F Tipi Cezaevi'nden firar etmesinin ardından geniş çaplı soruşturma başlatan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı ilginç bilgilere ulaştı. Mikail Zor'un kaçmadan bir süre öncesine kadar aynı koğuşta kaldığı suç arkadaşı Durmuş Anuçin'e, firar ettikten sonra İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ile 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kemal Can ve üyelerini öldürmek için kaçacağını söylediği öğrenildi. SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün ulaştığı belgelere göre korkunç plan, Anuçin'in, Zor'un firarının ardından cezaevinden kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesinin dinlenmesi üzerine ortaya çıktı. Anuçin'in 7 Kasım günü kardeşi Yavuz Anuçin'le cezaevinin ankesörlü telefonundan yaptığı görüşmede "Ben şimdi korkuyorum, gidecek savcı ve hâkimi vuracak, burada yemin ediyordu. Vallahi gidip vuracağım. Aha kaçtı işte. Bak görürsün yakında mahkeme başkanlarını vuracak" dediği kayıtlara geçti. Kocaeli Cumhuriyet Savcısı Emin Özler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suikast ihtimaline karşı önlem alınması için uyarı yazısı gönderdi. Bu arada SABAH, Mikail Zor'un cezaevinde çekilmiş özel fotoğraflarına ulaştı. Cezaevine girdiğinde sakalsız olan Zor'un cezaevinde bıyıksız bir biçimde sakal bıraktığı görülüyor.

'ADALETİ SAĞLAYACAĞIM'
Telefon görüşmesinin kayıtlara geçmesi üzerine ifadesine başvurulan Anuçin, "Yedi yıla yakın süre cezaevinde kalmasının sebebinin iki ağır ceza mahkemesi başkanı olduğunu, bir şekilde cezaevinden kaçarak her iki mahkeme başkanını öldürüp adaleti sağlayacağını söylüyordu" dedi. Daha önce de firari olduğu sırada cinayet başta olmak üzere birçok suç işleyen Zor'un, hakkında mahkûmiyet kararı veren hâkimlere yönelik saldırı gerçekleştirebileceği ihbarı üzerine İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde güvenlik önlemleri artırıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, adliyede ek güvenlik tedbirleri aldı. Zor hakkında mahkûmiyet kararı veren hâkimlerin çevresindeki koruma önlemleri de artırıldı. Firarinin fotoğrafları tüm kritik noktalara dağıtıldı. 1984 doğumlu olan Mikail Zor, Türkiye'nin ilk seri katili olarak bilinen Durmuş Anuçin'le birlikte çeşitli cinayetlere karıştığı gerekçesiyle İstanbul 12. ve 13. Ağır Ceza Mahkemeleri'nde yargılandı. Müebbet hapis ve ayrıca toplam 57 yıl 3 ay ceza aldı. Karar temyiz edilirken Kandıra F Tipi Cezaevi'nde yatmakta olan Zor, 3 Kasım günü esrarengiz bir şekilde kayıplara karıştı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Eski eşi sokakta öldürdü

Mersin'in Tarsus ilçesinde bir kişi, yolda karşılaştığı eski karısını av tüfeğiyle vurarak öldürdü. Olay önceki gece saat 23.15 sıralarında Çağlayan Caddesi girişi akaryakıt istasyonu yanında meydana geldi. Fırat Karabulut (35), 5 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrıldığı eski karısı Aslı Yıldırım (34) ile karşılaştı. İkili arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı.Tartışmanın büyümesi üzerine Karabulut motosiklette bulunan av tüfeğini alarak, eski eşine ateş açtı. Ağır yaralanan Aslı Yıldırım olay yerinde yaşamını yitirdi. Bir ayağının protez olduğu öğrenilen Fırat Karabulut'un yakalanması için operasyon başlatıldı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Emniyet raporundan çıkan ilginç sonuç!

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı 'Şiddet Raporu'na göre taraftarın tutum, davranışları ve eğitimsizliğinin şiddete etki oranının yüzde 25 olduğu belirlendi.
Raporda, tribün liderlerinin büyük bir çoğunluğunun daha önce suça karışmış, eğitimsiz kişilerden seçildiği vurgulandı. Suça karışmış ve eğitimsiz olan tribün liderlerinin olumsuz yönde yaptıkları hareketlerle tribündeki taraftarları yönlendirerek provoke ettikleri kaydedildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Güvenlik Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Sporda Şiddete Etki Eden Faktörler, İstatistikler ve Çözüm Önerileri' başlıklı raporda sporda şiddete etki eden faktörleri tek tek sıralandı. Emniyet, şiddete etki eden faktörlerin belirlenmesi ile birlikte çözüm önerileri de getirdi.

Spor müsabakalarında meydana gelen şiddet ve düzensizlik eylemlerinin her geçen gün arttığı belirtilen raporda, "Şiddetin artması sporun temeli olan dostluk, kardeşlik ilkelerini zedeleyerek toplumsal huzursuzluğa neden olmakta." denildi.

Sporda şiddetin azaltılması için adalet, içişleri, gençlik ve spor bakanlıkları, federasyon, spor kulüpleri ve Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi paydaşların bir yaklaşım sergilemeleri gerektiği vurgulandı.

BİLETLER TC KİMLİK VE KOLTUK NUMARASINA GÖRE SATILMALI

Raporda Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) sporda şiddetin önüne geçilmesi için yapması gerekenler 12 maddede sıralandı. Federasyon tarafından yeterli sayıda ve nitelikte özel güvenlik görevlisi görevlendirilmesi ve tüm sorumluluğun kulüplerde olması gerektiği vurgulandı.

Spor branşlarında ayrım yapılmaksızın biletlerin TC kimlik numarası ve koltuk numarasına göre satılması gerektiği kaydedildi. 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren ancak kanunla 3 yıl ertelenen elektronik bilet uygulamasının süre bitiminde hazır hale getirilmesi gerektiği belirtilen raporda federasyona şu önerilerde bulunuluyor:

"Milli Eğitim Bakanlığı, EGM, Spor Genel Müdürlüğü ve spor federasyonları ve kulüpleri yeni bir taraftar profili ortaya koymalı. Taraftarın spor etiği ile ilgili bilinçlenmesi ve bilgilendirilmesi için eğitim projeleri geliştirilmeli. Statlarda tribünlerin isimleri saygı, sevgi, hoşgörü, dostluk, kardeşlik, centilmenlik tribünü gibi isimlerle değiştirilmeli.

Spora gönül vermiş kişiler ile kulübün esti sporcularından oluşan sporun barış ve kardeşlik içinde sürdürülebileceğine inanmış kamuoyun tarafından sevilen sayılan ilin ileri gelenlerinden oluşan akil adamlar tespit edilmeli ve bu kişiler müsabakalarda etkin rol oynamalı. Eğitici broşürler hazırlanmalı."

YÖNETİCİLER BEDAVA BİLET DAĞITIYOR, BU UYGULAMADAN VAZGEÇİLMELİ

Kulüplerin spor alanlarındaki fiziki yetersizlikleri kamera kontrol odası, turnikeler ve kamera sistemleri gibi gerekli güvenlik önlemleri almadığı belirtilen raporda şu açıklamalara yer veriliyor:
"Bazı spor kulübü yöneticileri ve sponsorlar tarafından fanatik ve holiganlara bedava bilet dağıtımı yapılmakta. Ayrıca maddi manevi destek verilmekte. Bununla birlikte yöneticilerin yardımıyla spor alanlarına meşale, maytap ve benzeri yasaklı maddeler sokulmakta. Bu uygulamanın önüne geçilerek ihmal gösterenler cezalandırılmalı. Spor kulübü yöneticileri yasayı ihlal eden taraftarları korumamalı. Taraftarların üst aramaları özel güvenlik görevlilerince titizlikle yapılmalı."

Tribün liderlerinin büyük bir çoğunluğunun daha önce suça karışmış, eğitimsiz kişilerden seçildiği belirtilen raporda, "Suça karışmış ve eğitimsiz olan bu kişiler olumsuz yönde yapmış oldukları hareketler ile tribündekileri taraftarları yönlendirmekte ve provoke etmektedir. Tribün liderleri eğitimli kişilerden seçilmeli, suç işlemeyi alışkanlık haline getiren kişilere maç bileti satılmamalı, müsabakalara alınmamalı ve süresiz olarak müsabakaları seyirden yasaklanmalıdır." denildi.

kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

İntihar eden genç kız, iki kişiyi yaraladı

4 Kasım 2012 Pazar

Siirt'te, 7 katlı binanın çatısından atlayan 20 yaşındaki Seda Kılıçer, öldü. Kılıçer'i, yerde tutmaya çalışan 2 kişi ise yaralandı. Olay Bahçelievler Mahallesi Nuri Bayam Caddesi üzerinde bulunan bir apartmanda meydana geldi. Bunalım geçirdiği belirtilen Kılıçer, dün akşam saatlerinde belirlenemeyen bir nedenle çatıya çıktı. Olay yerinde toplanan vatandaşlar, atlamaya çalışan genç kızı ikna etmeye çalıştıysa da başarılı olmadı. Kendini bir anda boşluğa bırakan Seda Kılıçer'i toplanan kalabalık arasından Eyüp İlhan ve Mehmet Beyazıt tutmaya çalıştı. Ancak İlhan ve Beyazıt'a çarparak yere yığılan Kılıçer ağır yaralandı. Genç kız kaldırıldığı Siirt Devlet Hastanesi'nde kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kılıçer'i tutmaya çalışırken yaralanan 2 kişiden biri olan Eyüp İlhan, "Bir anlık refleks ile genç kızı koşarak tutmaya çalıştık. Düşme esnasında bize çarptı ve birlikte yere yığıldık" dedi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum (1)

Ünlü işadamının oğlu öldü

İstanbul’daki Alkaş Danışmanlık Şirketi’nin sahibi işadamı Avi Alkaş’ın küçük oğlu Alp Alkaş Londra’da hayatını kaybetti.
Londra'da yaşayan 27 yaşındaki Alp Alkaş'ın evinde fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı belirtildi.

Alkaş'ın ölüm nedeni henüz bilinmezken kalp krizi geçirmiş olabileceği öne sürülüyor.

Oğlunun ölüm haberini duyan işadamı Avi Alkaş'ın ise ilk uçakla Londra'ya hareket ettiği belirtildi.

Musevi Cemaatinin önemli işadamlarından Avi Alkaş'ın oğlu Alp Alkaş, dünyaca ünlü gayrimenkul danışmanlık ve hizmet şirketi JonesLangLaSalle'de gayrimenkul danışmanı olarak çalışıyordu.

Milliyet
Read Post | yorum

Dünyayı uçuracak ortaklık

Başbakan Erdoğan ile Şansölye Merkel, Lufthansa ve THY'nin ortaklığı konusunda anlaştı. Birleşme olursa dünyanın ikinci dev havayolu şirketi doğacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dünya havayolu piyasasını altüst edecek bir açıklama yaptı. Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Lufthansa ile Türk Hava Yolları'nı ortak işletmeciliğe sokalım" teklifine olumlu yanıt verildiğini söyledi. Başbakan, "Angela Merkel'in teklifine 'tamam' dedim. Şu anda projelerimizin içinde var. Türk Hava Yolları ile Lufthansa müşterek adım atabilir" dedi. İki havayolunun birleşmesi durumunda dünya devi bir şirket doğacak. Yeni şirket dünyada ikinci sıraya oturacak. Halen dünyada yolcu kapasitesi bakımından Delta Air Lines 6.881 milyar ile ilk sırada bulunuyor. Onu 5.037 milyar ile American Airlines, 3.909 milyarla da United Airlines izliyor. Lufthansa 3.499 milyar ile 5, THY ise 1.576 milyar yolcu kapasitesiyle 21'inci durumda.

LİGDE İKİNCİ SIRAYA ÇIKAR İki havayolu şirketi birleşirse yeni firma 5.075 milyarlık yolcu kapasitesiyle dünyanın ikinci havayolu olacak. Piyasa değeri 9 milyar dolar, çalışan sayısı da 135 bin olan dev bir şirket ortaya çıkacak. İki havayolu şirketinin meydan sayısı ise 1 milyon 300 bini bulacak.

Güney Kıbrıs'a üzülüyorumKonuşmasında ekonomideki gelişmelere de değinen Başbakan Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne hem su hem de elektrik enerjisi sağlayacak projeyi anlattı. Başbakan, "Buradan Güney Kıbrıs'a çağrı yapıyoruz. Susuz kaldığınızda su, elektriğiniz tükendiğinde elektrik verebiliriz. Doğrusu üzülüyoruz. Tankerle su getiriyorlar. Paslı paslı su içiyorlar. Bunları içmemiş olurlar" dedi.

Göktürk 2, haftaya uzaydaİnsansız hava aracından tanka, savaş gemisinden uyduya kadar birçok savunma sanayi aracının artık Türkiye'de üretildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Göktürk 2 önümüzdeki hafta Çin'den uzaya fırlatılacak" dedi. 2002'de 4 bin olan KOBİ sayısının, 670 binin üzerine çıktığını da anlatan Erdoğan, "Bir ülkenin ayağa kalkmasında en önemli iksir KOBİ'lerdir. Bunlarla büyümeyi yakalayacaksınız. KOBİ'lere 10 yılda 620 milyon lira destek verdik" şeklinde konuştu. Marmaray ve Avrasya tünellerinden oluşan iki ayrı projeyle Avrupa ve Asya'yı denizin altından birbirine bağlayacaklarını hatırlatan Erdoğan, "Bunlar hep yerin altında. Herkes minare yapar, kuyu yapmazlar. Çünkü kuyuyu kimse görmüyor" dedi.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

Esrarengiz taksici cinayeti

2 Kasım 2012 Cuma

İzmir'in Aydın Mahallesi'nde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler 15 yıllık taksi şoför emekli astsubay Ethem Köse'yi (60) boğazını keserek öldürdü.
İzmir'in Balçova İlçesi'nden Ethem Köse, yönetimindeki 35 T 6877 plakalı Kondor taksi durağına bağlı taksiyle, Balçova meydandan aldığı kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişileri Karabağlar İlçesi Aydın Mahallesi'ne götürmek üzere yola çıktı.
Aydın Mahallesi'ne gelindiğinde aracın içinde sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı katil zanlı/zanlıları taksi şoförü ve iki çocuk sahibi Ethem Köse'yi boğazını keserek öldürdü. Daha sonra Ethem Köse'yi 4270 sokak 21 nolu kapının önünde yola atarak kaçan zanlı ya da zanlılar taksiyi yaklaşık 1 km uzaklıktaki 4033 sokağa bırakarak olay yerini terk etti.
Olay yeri inceleme ekiplerinin ilk yaptığı araştırmalara göre Ethem Köse'nin cüzdanındaki 125 lira parasına dokunulmadığı tespit edilirken cinayet in gasp suçundan dolayı işlenmediği düşünülüyor. Olayın haberini alan Ethem Köse'nin taksici arkadaşları, Köse'nin kimseyle husumetinin bulunmadığını söylerlerken, neden çıktığı bilinmeyen cinayet in aydınlanması için polis ekipleri soruşturma başlattı.
kaynak:sabah.com.tr
Read Post | yorum

'Evimden çık' cinayeti

Kartal'da, ağabeyinin kiracısı Osman Yayla ile tartışan Metin Gökduman, silahıyla kurşun yağdırdı. Yayla olay yerinde ölürken, Gökduman ise cinayetten 2 saat sonra teslim oldu
İstanbul Kartal'da bir vatandaş, Almanya'da yaşayan ağabeyinin dairesinde kiracı olan komşusunu öldürdü. Olay, dün 11.30 sıralarında Atalar Mahallesi 'ndeki Gökduman Apartmanı'nın önünde yaşandı. İETT Kadıköy Hasanpaşa Müdürlüğü'nde şoför olan Osman Yayla (51), arıza yapan otomobilini bina önünde tamir ettiği sırada yanına, Almanya'da yaşayan ev sahibinin kardeşi Metin Gökduman geldi.

7 EL ATEŞ ETTİ

Görgü tanığı komşuların ifadesine göre Gökduman, daha önceden de tartıştığı Yayla'ya "Evimden çıkın artık. Bir hafta içinde daireyi boşaltın. Yoksa hepinizi mahvederim" diye bağırdı. Yayla da "Sıkıyorsa çıkar" diye karşılık verince, Gökduman aracına yönelip silahını aldı. Evli ve 2 çocuk babası Yayla'ya 3 kurşun sıkan saldırgan, sürünerek yandaki binanın bahçesine sığınmaya çalışan Yayla'ya burada 4 el daha ateş etti. Yayla olay yerinde öldü. Katil zanlısı Gökduman otomobiliyle kayıplara karıştı. Olayın ardından çok sayıda polis bölgeyi güvenlik şeridiyle kapattı. Olay yeri inceleme ekipleri, ceset ve çevresinde incelemelerini sürdürürken, acı haberi duyarak gelen Sebahat Yayla eşini kanlar içinde görünce sinir krizi geçirdi. Polis, telsizden plakasını anons ettiği aracı bulmak için çalışma başlattı. Gökduman cinayetten 2 saat sonra Kartal Polis Merkezi'ne silahıyla birlikte teslim oldu. Yayla'nın cansız bedeni Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna, daha sonra da otopsi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
kaynak:sabah.com.tr 
Read Post | yorum (1)
 
© Copyright Haber Türkiye 2011 - Some rights reserved | Powered by Blogger.com.
Template Design by Herdiansyah Hamzah | Published by Borneo Templates and Theme4all